2 Kasım 2007 Cuma

Mahallenin Kızları 1


Mahallenin Kızları Konuşuyor 1

Nerdeyse ben bile korkacağım şu baskıdan. “Ya mahallemizin delikanlıları benim namusuma leke sürülür endişesi ile başıma örtüyü geçirirlerse? Ne yaparım ya mini eteğimi başımda paralarlarsa vay halime….Ne güzel rahat rahat yaşıyordum nerden çıktı bu?" denildiğini duyar gibiyim.
Bir korku spreyi salındıkça salınıyor toplumda. Hem de her gün her yerde…Sanki Ülkemizde başka dert edinecek konu yokmuş gibi. Kadınları bir taraftan korkutup bir taraftan da sakin olun söylemleriyle bir gerip bir rahatlatıyoruz. Ülkemizde bu söylemlerden önce kadınlar baskı, zulüm görmemiş çok rahat yaşamışlar gibi şimdilerde rahatınızı bozdurmayacağız diyoruz.

"Ya ben yalanım ya herkes" diye güzel bir deyim vardır. Bana son günlerde konuşulanların yansımasıdır bu deyim. Galiba ben Ülkemizde değil de başka bir ülkede yaşamışım gibi geldi bir anda.
Herkes aslında çok iyi biliyor ki, Ülkemizde kadınlarla ilgili geçmişten beri gerçek bir sıkıntı yaşanıyor. Kadınlar açık da olsalar başörtülü de hep kapalılar aslında. Sokakta gezseler bile kapalılar. Dünyaya kapalı, yaşama kapalı, iş yaşamına kapalı…
Açık oldukları tek yer evleri. Kocalarına bile kapalılar. Çünkü kendi dünyalarına hapsolmuş, kendi gerçeklerine düşenleri yaşamaya mahkumlar. Kendi gerçekliklerini rahatça sürdürebildikleri evlerinde bile çocuklarına kapalılar.
Nerede açıklardı da bugün korksunlar? Kimden korksunlar?
Korkmuyorum… Gerçekten korkmuyorum. Beni daha ne kadar kapatabilir ki BU TOPLUM, bu mahalle. Kurgu baştan kadının “kapalılığı” üzerine kuruluyken üstelik.


Tüm yazarlar, tartıştıkları, yazdıkları şeylerin farkında değiller mi? Kavramlar içiçe girmiş bir güzel konuşuyoruz. Şekil ve içerikten bir haber söylemlerimize alıyoruz. Öyle yansıtılıyor ki kadınlar başlarını kapattı mı iş bitiyor ya da açtıklarında. O kadar kolay mı?
Kadını kapatmak ya da açmak ne kadar kolay konuşulur oldu? Açıyoruz kapatıyoruz reklamdaki gibi. Açılmamızı isteyenler de erkek kapanmamızı isteyenler de…

Onların kurgusunun içinde hiçbir zaman “açık” olmaya yerimiz olmadığını kimse dile bile getirmeye cesaret edemiyor. Yine erkeklerin istekleri yine onların dünya kurguları. Kadınlar da kendi gerçekleri arasında kendilerine uygun bir açıklık ya da kapalılık gördüklerinde mutlu mutlu yaşıyorlar ne yazık.

Canımız isterse başımızı örteriz sadece kendi istediğimiz için, canımız isterse açılırız sadece kendimiz için. Buna ne devlet, ne koca ne de mahallenin delikanlıları laf söyleyemez.
Dünyayı nasıl anlıyorsak, değerlerimiz neyi gerektiriyorsa onu yaşarız. Hele ki mahalleliye hiç laf düşmez. Yeter ki, dinini bildiği gibi “kapalı“ yaşamak isteyenler eğitimden, yaşamdan uzak tutulmasın ki “kapalı“ “açık” olsun, dinini bildiği gibi “açık “ yaşamak isteyenler ise ne kadar “açık“ olduğunu bir daha sorgulasın.
Sorgulasın ki her kadın “açık” olsun…Kadınlar açılsın, yaşama karışsın, dünyayla barışsın, evleriyle, çocuklarıyla, komşularıyla… Hatta mahalleliyle…

-----------------------Mahallenin Kızları Adına Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...