24 Kasım 2007 Cumartesi

3. Özürlüler Şurası' nın Ardından


3. ÖZÜRLÜLER ŞURASI'NIN ARDINDAN


Yürekten yüreğe konan dillerin buluşmasıdır şuralar. Ortak akılla masaya yatırılanların yine ortak akılla masadan sağ salim kaldırılmasıdır. En azından niyetler böyledir. Masaya yatırılan engelliler olunca masadan sağ kaldırmak da takdirlerinizle oldukça zordur. Yıllardır biriken tüm sorunların, beklentilerin 5 günde ortak akılla bile çözülebilmesini beklemek, istemek akılcı bir yaklaşım olmaz.

Elbette ki sorunların, beklentilerin çözümüne küçücük de olsa adım atabilmenin huzuru tüm katılımcıları sarar derinlerden. 3. Özürlüler Şurası da böyle geçti. Tüm katılımcıların, üyelerin yüreklerinin birbirlerini sardığı sıcacık bir ortamda. Gecelere kadar başka hiçbir konunun gündeme gelmemesi de bundandı.

Geçmişleri, yaşantıları, eğitim seviyeleri ne olursa olsun çözümü kucaklama gayretinde olanların tümü, bekleyen, gözleyen tüm yürekleri rahatlatabilmek için didindi durdu. Ne de iyi oldu. Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler.

Engellilerle ilgili tüm toplantılarda öncelikle başlayan bir diyalog vardır. Engelli mi diyelim, özürlü mü, sakat mı….Başlangıçta yine bu konu gündeme gelecek diye tedirgin oldum itiraf edeyim ki. Ama ne güzel kimse bu sorundan uzak söylemi, soruyu gündemine taşımadı. Rahatladım. Konu çok özel bir konuydu. “ BAKIM HİZMETLERİ” Muhtaç durumda olan, yoksullukla da mücadele etmek durumunda kalan engellilerimiz için toplandığımızın baştan kabulü rahatlattı.

“Bakım Hizmet Türleri”, “Eğitici ve Bakım Personelinin Eğitimi”, “Bakım ve Rehabilite Edici Destek Teknolojileri” ve “Bakım Güvence Sistemleri ve Finansmanı" başlıklarında katılımcılar bilgilerini, paylaşımları, çözümlerini herkesle paylaştı. Küçük küçük tartışmalar yaşanmadı değil tabii. Doğaldır. Ama çözüme kavuşturulacak o kadar sıkıntının ve tüm çalışmaların yanında yaşananların yüreklerdeki yeri büyük olmadı.

Prof. Dr. Ali Seyyar hocamız şuraya damgasını vurgu beklendiği gibi. Yıllarını “bakım” ve “bakıma muhtaç” lara adamış bir bilim adamı olduğundan bazen söylemleri sertleşti bazen herkesi rahatlattı. Kolay değil, evinde yaşamış ve bilim adamı olarak bu işleri kendine dert edinmiş ve Türkiye’de pek de yerini dolduracak olmadığından, herkes onun sözlerini dinledi. Hocamızın son döneme damgasını vuran “ Manevi Bakım” düşüncesinin önümüzdeki dönemlerde daha çok tartışılmaya açılmasını ve dile gelmesini bekliyoruz.

Şurayla ilgili ayrıntılı bilgileri vermeye devam edeceğim bundan sonra da. Oradaki dostluklar, paylaşımların büyüklüğü, birbirini tanımaya çalışanlar…Böylesine anlamlı bir konuyu gündeme taşıyan Özürlüler İdaresi’ne içten teşekkürlerini sunuyorum. Başkanımız Abdullah Güven’e ve tüm çalışma arkadaşlarına…

Yüreği bizlerin yanında olan tüm engellilerimize ve ailelerine de temiz duaları için teşekkür etmek de boynumun borcu.

“Bir insan kendisinden daha az şanslı olanlara nasıl davrandığı ile değerlendirilir” sözünü de hatırlatarak izninizle…

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...