4 Kasım 2007 Pazar

Beşiktaş'lı Olmak Ayrıcalıktır


Bir futbolcu kızı ve centilmen bir futbolseverin eşi olunca futboldan uzak duramıyorsunuz. Hele ki çocukluğunuz yeşil sahalarda babanızın gol atabilmesi için akıttığı tere yürekten dualarla geçiyorsa…Maç öncesi takıma moral verebilmek için küçük ayaklarınızla yeşil sahada bir orada bir burada koşturup, gülücükler atmışsanız yani yeşil sahanın tozunu yutmuşsanız o tozu bir daha bir daha yutmak istiyorsunuz.

Beşiktaş’lı olmanın gururunu hep yaşamışımdır ama nedenini hiç sorgulamadan. Belki tanıdığım tüm Beşiktaş taraftarlarının kibar olması, Beşiktaş’ da oynayan futbolcuların çoğunluğunun daleverelerden uzak durmaları, sadece işlerini yapmaya çalışan teknik ekipleri….Tüm bunların yanında büyük hayranlık duyduğum ÇARŞI. 7 den 70’ e kadın/ erkek herkesin kibarca, centilmence futbol sohbetlerini yaptığı, kavgadan gürültüden uzak, sadece sporun keyfinin yaşandığı bir ortam ÇARŞI. Hayran olmamak mümkün değil. Küçücük daha yaşını doldurmamış bebekleriyle siyah beyaz giyinip ÇARŞI ya gelmiş yüzlerce insan. Hepsi birbiri ile kenetli. Beşiktaş’ ın özelinde sporun konuşulduğu, herkesin herkese gülümsediği, gençlerin nezakette hata yapmadığı sımsıkı birbirine bağlı, kardeşlik bilinci içinde oluşturulmuş bir ortamı takım tutsun tutmasın herkesin görmesi gerekir.

Hele ki ÇARŞI ‘dan binlerce insanla birlikte çıkarak yollarda marşlarla yürüyerek İnönü Stadyumuna gidilmesi ise ayrı bir keyif. Ankara’dan aralarına katılmamıza ve tanımamalarına rağmen sanki yılların arkadaşıymışız gibi bizleri sahiplenmeleri ise gerçek bir ayrıcalık Beşiktaş’lılar adına. Maç anında gerçek bir koro izledik. 35 Bin kişi bir ağızdan marşlar, şarkılar, sloganlar…ÇARŞI grubu yine yaptı yapacağını, stad oldu bir gösteri merkezi. Ama insanı kızdıracak en küçük bir küfür, tatsızlık, kavga olmadan. Bu nedenle de İnönü Stadı’nın en az yarısı kadın ve çocuklardı. Rahatça tek başlarına gelebilecek kadar da güvenli. Gerçek bir şölen yaşandı 2 saat boyunca. Beşiktaş aslında iyi oynamadı, çokça hatalar yaptı futbolcularımız ama taraftar o kadar sahiplendi ki … İnsanlığın, sporun centilmenliğinin ve ekip ruhunun geldiği önemli bir noktaydı tüm taraftarlar, gerçek sporseverler için…

İnsan, sporun güzelliklerinin hırsların önüne geçmediği bir ortamda Beşiktaş taraftarı ile gurur duyuyor izninizle. Ama son hafta takımımız için yaşanılarlar ise aynı oranda üzerek…Hiçbir Beşiktaş’lının hak etmediği bir yenilgi yüreklere sığmıyor. Bu yenilginin bir başkasının eliyle gerçekleştirildiğini bilmek, görmek ise ayrı bir sıkıntı veriyor. Tamam takımımızda bizlerin de gördüğü büyük hatalar yapıldı kabul ediyoruz. Genç oyuncumuz Batuhan benim de eğitimci olarak yabancısı olmadığım 16 yaşının getirdiği hırsla meşin yuvarlağı kimseyle paylaşmadı.Bencil olmanın zararını fazlasıyla yüreğinde gördü. Ömür boyu unutamayacağı dersini eminim kendisi çıkartmıştır. Biz onu da affederiz ama kendi eliyle Beşiktaş’ı bilerek, isteyerek yerlere çalan dışarıdaki kişiyi asla. Bunu yapmaya kimsenin hakkı olmamalı diye düşünüyorum. Futbolu sahada oynayan 22 kişi var, diğerleri sadece işlerini yapıp maçın daha doğru oynanmasını sağlamalılar. Dışarıdan müdahale olumlu da olsa olumsuz da bu öncelikle spora zarar verir. Yılların emeğini bir çırpıda yok etmeye kimsenin gücü yetmemeli.

Yine de mutluyum, gururluyum. Beşiktaş’lı olmanın haklı gururunu ömrüm oldukça da yaşayacağımı bilerek.

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...