17 Kasım 2007 Cumartesi

Engelimle Sev Beni


ENGELİMLE SEV BENİ


Sev beni. Küçük bir kuşu ellerinin arasında sevdiğin kadar…Yeni açan bir çiçeği koklamaya çalışır gibi… İnceden yağan yağmura dokunmaya çalışırken döktüğün gözyaşına dokunurcasına…Hiç bitmeyecek bir senfoniyi dinlerken aldığın hazzı yaşamaya devam eder gibi…Yaşamı yaşamın içinde kucaklarken düşündüğün mutluluklar kadar büyük….

“Ben de insanım” sözlerinin bile anlamını yitirdiği günümüz insan gündemine bir çalım atar gibi…İnsanın, “insan” olduğunu, insanlara hatırlatmasından daha acı veren bir şey olabilir mi? Cümlesinin bile anlamsızlaştığı durumlardaki sukutumuz kadar anlamlı birkaç söz…

Kapıların ardında yaşanan tüm dramlara “dur” denmesi bu kadar mı zor beyinlerde? Önce çözümlerin beyinlerde başlaması gerektiğini bilenlere… Bilmeyenlere ise tek söz yok…

“Sev beni seveyim seni” söylemleri anlamını yitiriyor, bilene… İnsanı bilene, insanlığı bilene…Sevgiyi bilene… Bilmeyene yine tek söz yok…

İnsan kendini insanda bulur, insana yakın olan bana uzak olmaz…İnsansa, insana ait tüm yaşananlar, yaşanmışlar bir gün gelir yaşamımızın orta yerine konar. O zaman yine başlanır söylenmeye “ Ben de insanım” …İnsan olduğunu bildirme… Kime, niye…

Sevgiyle yüreklerin buluştuğu tüm insanlar için, yazılanların gücü büyük olsa gerek. Yazının becerebildiği kadar … Yazılanları yaşamına yerleştirebilenlerin ise hiç söze ihtiyacı olur mu?

Bedenlerin gerçek insanın ötesine geçtiği durumların “ insan” açısından anlamsızlığını yaşadığımdan, insana insan olarak bakışın öneminin önce beyinlerde kabul görebilmesini umduğumdan yazıyorum. Tüm okuyanların da yanımda olduğunu düşünerek…

Sevginin engeli yok, olmaz, olamaz da… Sevgi tüm yüreklerde aynı. Aynı lezzette, aynı büyüklükte, aynı güzellikte… Aynı duygunun engeli olmadığı gibi…

Yürekten kalın
Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...