11 Kasım 2007 Pazar

Şafak Atana Kadar


ŞAFAK ATANA KADAR


Bilge Karasu Hocam “ Gece nerede başlar?” diye sorardı. Ben de “ Nerede biter? “ derdim. Gülerdi, içten içten. Şimdi beni göklerden izliyordur eminim, yine gülerek içten içten…

“Hala arıyorsun değil mi gecenin nerde bittiğini“ dediğini de duyar gibiyim. Gül hocam oralardan bizlere gül. Gülmek sana çok yakışıyor. Senin için artık bir önemi kalmadı değil mi gecenin nerde bittiğinin ya da nerde başladığının…Biz hala uğraşıyoruz, sen rahatça uyurken.

Her yazı yazmaya oturduğumda Bilge Hocamı düşünürüm. Onun sıcacık gülümsemesi gözlerimin önüne gelince, ben de kendime gelirim başlarım döktürmeye. Becerebildiğim kadar. Seni yine andım Bilge Hocam, ömrüm oldukça anacağımı iyi biliyorsun değil mi ?

“Gece nerede başlar” ya da “nerede biter”. Başlangıç ve bitiş aramak adettendir arayalım bakalım. Aramazsak kimse düşünmeyecek düşüncesiyle… Gecenin başlangıcını güneşin başka diyarlara gitmesi şeklinde düşünebiliriz ama gidenin gerçekten güneş mi olduğunu bilemeden. Günün bitmesi diye de düşünebiliriz. Gün gerçekten biter mi? demeden. En kötüsü herkesin evlerine çekilmesi söylemleridir, ne demekse onu da bilemeden. Eve çekilince yaşamdan çekiliyor gibi düşünüp. Bu hiç istenmeyen kurgudur böyle düşünen için. Yaşam her andır tezine karşı.

“Gece nerede başlar” dendiğinde hemen güneşin batışını düşünüp, büyük bir bilgi bulmuş gibi kendimizce gülümsemek, geceye hakarettir. Gecede güneşin olmadığını bilmek sadece görüntüyle yaşamaktır belki de böyle düşünen için. Güneş gözümüzün önünde değilse yoktur anlayışı öteleri göremeyenler için ciddi buluştur. Daha neler? Gözümüzün önünde olmayan yoktur, ya yürekler… Yüreklerdeki güneşi nerde görürsünüz diye sormak gerek böylelerine…

“Gece nerede biter?” Başlayan bir şeyin bitmesi gerek tabii. Gece vardır bu durumda her var olanın biteceği gibi onun da bitmesi şarttır. Bu durumda bu sorunun cevabı doğrudan gece nerede başlar?” sorusuna verilen cevapta gizli. Merak etmeyin dedektif olmaya gerek yok bu bir yazı, okuyan bulur.

Şimdilerde daha iyi anlıyorum Bilge Hocamın bana neden gülümsediğini. Sorduğum sorunun cevabını kendi sorusunda bulacağımı iyi biliyordu. Her sorunun karşı tezini bulmak, cevaba cevapla karşılık vermek gibidir çünkü. Gecenin yüreklerde bulunmasının önemini de bulacağımı düşünmüş olmalı. Onun yorumlarına verdiğim başlangıç sorularının cevaplarını kendimce yorumlayacağımı da beyninden geçirerek…

Şafak atana kadar gece devam eder illaki cevap bekleyenlere yazayım kendimce. Ama yürekten bu cevabı vermediğimi de bilerek…. Gece kapanması gerekeni ifade eder, belki de yüreklerde, örtünmesi gerekeni…Yürekler açık oldukça ne başlar ne de biter… Ben bir taş attım yüreklere, gerisi okuyanların işi.

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...