2 Mayıs 2020 Cumartesi

NAYLONDA ATEŞ SÖNDÜRENLER
Küçücük yaşında yaşamın onca ağırlığını yüreğinde hissedenler, büyüdüklerinde tek ayak üzerinde yürüdükleri evrende, o kadar güçlenirler ki naylonda ateş bile söndürebilirler. Naylonu yakmayacaklarını, naylonla birlikte hiçbir şeye zarar vermeyecekleri bilerek…
Bu bilmişlik, yaşamın tüm sıkıntılarına ayak direme şeklinde kendisini gösterse de aslında yaşama, yaşamın içinden küçük ancak anlamlı bir cevap de verir. Bu cevap, tüm yönleriyle kendisini yaşama gösterirken, bir taraftan her şeye rağmen çalışılabileceğinin cevabı olur. Çalışmak için naylonda ateş bile söndürülür dercesine…
Tüm güzelliklerin ard ardına karşımıza geldiği, gelmese de görmemiz gereken evrende, yaşamın ağırlığını bedeninden önce yüreğinde hissedenlerin zaferidir bu. Diken bahçesinde, güllerin güzel kokularını duyabilmek için gerekirse naylonda bile ateş söndürmek… naylonda ateş söndürebilmek… bunu zararsızca başarabilmek…hiç de kolay olmaz.
Yaşamın ağırlığıyla baş edebilmenin kolaylığı olamaz; bunu bilirim. Ama zorluklarla baş edebilmenin getirisini yüreklerde bulduğumuzu daha iyi bilirim. Böyle durumlarda zorluklara karşı durabilmenin, yüreklerin sağlamlığı karşısındaki kolaylığını da bilirim. Altın kaşıkla doğmadığımdan, diğer doğmayanların ateşle dansını görebildiğimden…
Yaşamın her adımında koca koca ateş toplarının olanca hızıyla ortalığa çıkmasını bekleyenler, ateş toplarının üstlerine gelmesini beklemeden ateşi kökünden yok edebilecek kadar engindir. Yaşamı küçücük yaşlarında gerçek yönleriyle görebildiklerinden, yaşamı anlayabildiklerinden, yaşamın bazen ateş gibi yakabildiğini düşünebildiğinden… hazırlıklıdır. Tüm evren karşısında dursa yılmaz savaşçı gibi dimdik…
Sokakta yürürken bile karşısına ani çıkan süratli bir arabanın tekerlek hızını, kendi adımlarıyla orantıya sokup hesaplayanlardır bahsettiklerim. Bu orantının doğruluğu karşılığında alacakları güven duygusunu hiçbir şeye değişmezler.Yeni bir araba macerasına kadar bu böyle sürer diyemeyeceğim. Sadece ani karşılarına çıkanların araba olmadığını bildiğimden… Yaşamın tüm iyi- kötü sürprizlerini görebildiğimden…
Her şeyde kendi yüreklerini var edebilmenin rahatlığı ile davrananlar, korkmazlar. Kuldan, kulun yapacaklarından, yaptıklarından…Naylonda bile ateş söndürebildiklerinden…zarar vermeden… Gerekirse, ateşi ellerine alıp söndürebilecek kadar ellerine hakim olabilmeyi yaşayabildiklerinden…. Öğrendiklerinden…
Yaşam zor, yaşayabilmek çok zor, yaşamda kendi değerlerimizi yaşamın içine katabilmek daha zor, ellerimizin ateşe değmemesini becermek çok daha zor, var olmak çok daha fazla zor…Ama yüreklerimiz ellerimizdeyken her şey kolay… Çok kolay…Ateşi naylonda söndürmek bile çok daha fazla kolay…
SEVGİYLE KALIN
REYHAN ŞENGÜN 2008/ YÜREK FELSEFESİ

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...