18 Aralık 2007 Salı

Kalp Kıranlar Okusun




KALP KIRANLAR OKUSUN


İki çocuk konuşuyormuş:
“ Sen benim kalbimi kırdın.”
“ Ben bir şey yapmadım ki”
“ Yaptın işte.”

Kalbinin kırıldığını söyleyen çocuk açık bir ifade ile kalbinin kırıldığını söylerken, diğer çocuk, arkadaşına onun kalbini kırmak için bir şey yapmadığını belirtiyor. Kim haklı?

Kimin haklılığı değil derdimiz elbette. Onlar zaten aralarında anlaşırlar, birisi özür diler, öteki sözle affeder… Ama kırılan kalbin yarattığı zarar dilde unutulsa bile kalpte unutulur mu?

Kalbin kırılması, yorgunluğunun dışa vurumudur aslında. Yürekten yaşanan tüm ilişkilerde kendini gösteren bir durumdur. Yüreklerin ortaya konması ile gelişen bir sonuçtur. Yüreğin ortada olmadığı durumda kalp kırılmaz, çünkü kırılamayacak bir yerdedir. Dışarıya çıkarılan kalp, bilerek dışarıda bırakılmıştır. Güvende olduğu düşünülerek… Ama o zaman gelen darbe vurur geçer derinlerden. Kırılır, zaten narin olan kalp.

Kalbini dışarıda bırakmış olan bir “insan” zarar görmeyeceğini düşünmüştür. En azından kalbini verdiği “insan”ın zarar vereceğini düşünmemiştir. Rahattır. Ancak, ansızın gelen bir darbe kırar, narin olan kalbin yorulmuşluğuna rağmen, hırpalar. Bunun yürekteki yansıması da aynı oranda büyük olur, bilenlere…

Kalpler yorgundur, genelde dışarıda olduğundan değil yorgunluğu, “kalp” olduğu için yorgundur. Yaşamdaki her şey bir arada olduğu için, her şeyle mücadele ettiği için, aynı anda, aynı çeviklikte… Kendi başına bir değil bir çok yaşamı yaşadığı için yorgundur. Arada bir başını dışarı çıkarttığında ise zarar görmek, acıtır, sıkar, boğar, gerer…

Kalp kıranlar diye bir meslek yoktur. Bu işi yapanlar her meslekten olabilir, yan iş gibidir. Her yaşta, her şartta, her ilişkide ortaya çıkar, ansızın. Beklenmedik biçimde. Neden böyle olduğunu bilen pek olmaz. Ya da ben rastlamadım.

Belki de tüm yaşamdaki ilişkilerimizde, kimin kalbi dışarıda kimin içeride bilmemiz gerekir. Dışarıda kalbi olanlara, bize güvendikleri için daha hassas davranmak önemlidir. Dışarıdaki kalbi kırmak bir tarafa, okşamak gerekir, sözle değil sadece… Mutlulukla, sıkılmadan hem de…

Hiç bir “insan” ın öteye bıraktığı kalbinin kırılmamasını isterim. "Her insan gülsün" ilkesiyle…

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...