1 Aralık 2007 Cumartesi

Bir Bebek Düşünür mü ?





BİR BEBEK DÜŞÜNÜR MÜ?


Mini minnacık ellerini daha sıkı yumruk yaparak, başını bir sağa bir sola oynatıp duran, gözleri yumuk bir bebek o anda düşünüyor mudur dersiniz? Konuşabilse, anlatabilse soracağız ama … Sanki tek iletişim konuşmaymış gibi…

Bir bebeğe yakından baktığınızda, neler düşündüğünü anlayabiliriz… Acaba…Deneyelim.

Duyduğu sese başını sallayarak tepki veren bebek, “rahatsız etmeyin, uyuyorum” demekten öte sesin geldiği yönü ve ne sesi olduğunu anlamaya çalışmaz mı? Sesin yabancıya ait olduğu anladığında, daha büyük bir huzursuzlukla, daha hırsla sallandığına göre… Yakını olduğunu anladığında, sakince uyumaya devam ettiğine göre…

Bebekler çevrelerinde kavgayı görebildiklerinden, huzursuzluğu yaşayabildiğinden o anda ağlamaya başlamaz mı? Kavga şiddetine göre ağlama şiddetini tam zamanlı olarak denk getirmez mi? “Susun bırakın kavgayı, konuşun” dercesine… Ani bağırtılara hıçkırıklarla karşılık vermez mi? “ Ne oluyor orada? Bana birisi çabuk söylesin yoksa susmayacağım” diyerek…Çevredekilere fark ettirmeden, sanki kendi dünyasında sadece uyuyormuş gibi yaparak, olayları istediği sevgi, huzur durumuna zorla getirmez mi?

Annesinin sevgi dolu kucağının mutsuzlukla dolu olduğunu görüp, annesine sıcacık sarılıp, minik elleriyle dokunup annesini sakinleştirmeye çalışmaz mı? İçeriye giren babasına da sıkıca sarılıp evi yeniden huzurlu duruma getirmeye çaba harcamaz mı? Huzursuzluğun devamında, ağlayarak kendisinden başka bir şeyle meşgul olunmasını engellemeyi sağlayamaz mı?

Kendisine sevgi beslediğini söyleyen ama gerçekte sevmeyen eve giren çıkanların kucaklarına, kendisinden bir parça mutlaka bırakmazlar mı? “Bir an evvel ortamı terk et” der gibi. Gerçekte kendisi sevenlere minicik elleriyle dokunmazlar mı? Huzur dolu, rahatça…Hiç gitme der gibi…

Arada bir açılıp kapanan minik gözlerinin, bir noktaya odaklanması orada farklı bir durumun olduğunu göstermez mi? Hemen evdekilerin de gözlerinin gördüğü yeri değiştirmez mi? Gülümseyerek yaşamın aslında insanı güldürdüğünü anlatmazlar mı? Her şartta hem de…

Kılık kıyafetinin kalitesinin, markasının önemli olmadığını itirazsız giydiklerinde anlatmazlar mı? En rahatsız giyside bile… Ailesine “rahat ol ben her şeyi giyerim” marka takıntım yok der gibi…

Her zaman huzur, sevgi, mutluluk arayan bir bebek, kendi küçük evreninde temiz, duyguları zedelenmemiş bir insanı yansıtır görebilene…Savaş, kavga, kötülüklerden uzak bir yaşamı ister. Sadece istemez de, elinden geldiği kadar da bu uğurda mücadele eder.Yapabildiği kadar, kendini anlatabilene kadar…

Tüm düşünebilen insanlar gibi ….

Bebekler kadar temiz bir yaşam isteği duyanlara küçük bir hediye…
Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...