14 Aralık 2007 Cuma

Gündüzkondu da Ne Oldu?


GÜNDÜZKONDU DA NE OLDU?


Kent yaşamı bireyselleşmenin zirveye çıktığı yaşamlardır her insan için. Yanınızda yörenizde birkaç dost ve akrabadan öte var mı kimseniz? Kendinizi, kendiniz olarak var edebilmenizin şartlarının hazırlandığı, hazır bireysel şablonların bulunduğu, insanlara da sadece kabul şartnamesinin hazırlandığı kalıplar ne kadar “insana” aittir?

Payımıza düşenlerin rahatlıkla sunulduğu gündüzkondularda, bireysel yaşamların birbirlerinin ardına, bir ortamda var olabilmesi kolay olmamalı. Bu kadar yakınken, çok uzakmış gibi durabilmek marifet “insan” olan için.

Gündüzkonan evlerde yaşama yaşamın içinden bakarken, bir başkasının gözünden de yaşamı görebilmek, bir başkasının gözlerine bakamadan ne kadar mümkün? Gözler bakabilse, yürekler hissedebilse dil de konuşacak anlaşıldığı kadar. Ama hazır şablon verildiyse, yere göre, zamana göre uydurma şansımız da olmayacak aynı karede.

İletişimin, birlikte yaşayabilmenin, değerleri pay edebilmenin, kötüyü, iyiyi görebilmenin, ilkeler yaratabilmenin koşuludur gündüzkonduların hazır şablonlarına uymamak. Verilen, anlatılan, söylenen, dillenen kalıpları yıkıp, yerine ortak olanları yaratmak kolay da değildir. Sadece zordur, isteyen için, yapabilen için. İmkansız değil…

Yanı başımızdaki “insan” derdinden kıpırdayamazken, belki açken, belki acılıyken, oynamak, gülmek, destek olamamak önce “insan” olana uymaz, kalıplardan öte. Yanı başımızdakinin dertli olduğunu bilmemek de yüreğe sığmaz, sığmamalı.

Bir başına tüm evrene kendi küçük evreniyle katılmaya çalışan “insan”ı, bir başkasının üstelik yakınındayken küçük evreninin içeriği hakkında fikir sahibi olmaması da tüketir. “insan” olan adına tüketir, değerleri çiğnetir. “ Komşusu açken tok yatan bizden değildir” anlayışını köreltir, zamanı bahane ederek ya da başka bir bahaneyi üreterek.

Var oluş nedeniyle iletişime açık olması gereken “insan”, düşünerek kendisini evrenin orta yerine koyarken, düşünmeden yaptıkları ile orta sahayı koruyamaz. Var olduğunu düşünerek, kendisini evrenin orta yerinde kabul eder, kendini bilemeden…

Gündüzkondu da ne oldu? Gece konsaydı daha mı iyi olurdu? Belki de gündezkonduları gece koymuşlardır. Kimseler görmeden, göremeden, hissettirmeden, duyulmadan….

Gündüzleri konan mekanlarda yaşayanlara dip not …

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...