9 Aralık 2007 Pazar

Bir Anahtar Kaç Kapıyı Açar?


BİR ANAHTAR KAÇ KAPIYI AÇAR?


Arada bir hatırlarım. Yıllar yıllar önce Bilge Hocamla yazı çalışması yaparken, bize bazı kavramları verir, birkaç cümle ile o kavramı herkesin okur okumaz anlayacağı cümlelerle ifademizi isterdi. Ne zor işti… Bir de bu çalışma dünyanın en büyük yazarlarından birisi tarafından yaptırılınca, işimizin zorluğu daha bir artardı. Ne de iyi olurdu. Yazı yazabilmenin kolay olduğunu düşünenlere tavsiye ederim bu çalışmayı. Zorluğu daha iyi görebilmeleri için, daha iyi yazabilmelerine çok zaman olduğunu görebilmeleri için…

Yıllarca yaptığımız bu çalışmalardan birisinde “ anahtar” kelimesini yazmamız istendiğinde, önce herkes gibi bana da kolay geldi. Ne vardı ki anahtarı anlatmakta… Şimdi gülüyorum o cahil halime. Hocamızın bize neden kahkahalarla güldüğünü sonrasında anladığımdan.

Yazdım “anahtarı”.Koşarak hocaya verişimi görmeliydiniz, galiptim ya herkesten önce bitirerek. “ Hadi canım bir daha dene bu olmamış” cümlesi yüzüme çarptığında ne kadar bozulduğumu tahmin edin. Niye bozulduysam o kadar?

“Anahtar.” Açan, başlatan, bitiren, yerleştiren, bir yere girişimizi sağlayan, çıkmamızı kolaylaştıran, gözümüzü arkada koymayan, kapatan, istediğimizi saklı tutan, göstermek istediklerimizi açıkta bıraktıran, elimizin altında işimizi kolaylaştıran, ilişkilerimizi belirleyen, yaşamı rahatlatan, yürekleri istediğimiz kadar açıkta bırakan/kapatan, yaşama ilişkin kontrolümüzü bize veren… Daha ne olsun, anahtar deyip geçmeyelim. Zaten Bilge Hocam dediyse geçmemek de gerekir. Bir bildiği mutlaka vardır demek de gerekir ayrıca.

Sadece bir kelime olarak harflerin dizilişime bakanlar, yanılıyor birer birer. Ancak karşılarına benim hocam kadar bu işin ustası çıkana kadar… O yanılgıyı kendi öğrencileri adına yenilgiye dönüştürmeyen olduğu için. İnatla öğrettiği için. Belki öğrencilerini bu nedenle özel seçebilmek için uğraş verdi ömrünün son durağında. Kalıcı olabilmek için.

Sonunda- birkaç hafta sonra- benim yazdığım “anahtar” kabul gördü Bilge Hocamın yüreğinde. O anın mutluluğu bana yıllara bedel. Haftalarca “anahtar” düşündüm. Neyi açar, neyi kapatır, Neden var?, Olmasa ne olurdu? Oldu ne oldu?... Uğraştım durdum. Ne de iyi oldu. İnsanların belki de ömür boyu düşünmeyeceklerini, küçücük yaşımda düşünüp yerleştirdim yüreğime.

“Anahtar”. Açan/kapatan, kontrolümüzü, kendimizi var etmemize yardımcı olan, istediğimizi dışarıda bıraktıran/ içeri aldıran…

Canım Bilge Hocam rahat uyu.

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...