28 Ocak 2008 Pazartesi

Yalandan da Olsa!




Güzelliklerin yüreklerdeki yansıması istediğimiz gibi olmadığında, baş vurduğumuz zararlı / zararsız yol. Yalan da olsa yalandan bir tanım bu. Beğenmediyseniz kafanızı sallayıp geçin… Sanki her şeyin tanımı doğru da, yalanın tanımı doğru olsun. Bu söz de kafa sallayanlara olsun.

Tanımlarını bilmeden, bilemeden her tanım doğruymuş gibi yaşamın içine aldıklarımızın tümünü düşündüğümüzde, yalanın tanımı doğru olmuş, yanlış olmuş hatta yalan olmuş ne olur ki. Yaşamın yalandan yaşandığını bildiğimizden…Bu yaşamın yalan olduğunu düşündüğümüzden…yaşamların çoğunlukla yalan üzerine kurulu olduğunu anlayabildiğimizden…

Yaşamların yalan üzerine kurulu olması, bunu rahatlıkla ifade etmemiz yalan da olabilir, olmayabilir de. Ama biz yalan yazsak da yalan olmayan, olamayan tek şey insanın kendisine söyledikleridir. İçinden, kimselere belli etmeden, edemeden…

Bir başkasına söylenenlere yalan, kendimize söylediklerimize doğru denmesi ne kadar doğru? Sonuna kadar doğru…Kendimizi niye yalan söyleyip kandıralım ki. Gerek var mı? Buna bile gerek duyanlara söylenecek söz sükuttur. Sözün bittiği yerde oldukları için sükut en güzel cevaptır. Kendisini bile kandırmayı düşünenlere başka söze ne hacet!

Bir insan sadece kendisinin dostudur; bilene… Yalandan uzak duran, zararsızca kendisini bilen insanın öncelikle kendisine zararı olmaz, yalandan da olsa. Kendisine niye zarar versin ? Kimin için, kendisine yalan söyleyebilsin! Bir kendisi, bir yine kendisi olduğundan…

Kendisinde güzelliklerin bulunmadığını bilenler, yalandan da olsa yaşamaya alışmıştır. Kendisini yalanla baş edebileceğini düşünerek üstelik. Yalandan var olmanın kendisine verdiği, vereceği zararı göremediğinden. Yalan, yalan, olmadı bir daha yalan…Her şey yalan…Kendisi ile ilgili, kendisi için, kendisinin yerine başka yaşamları da yalan.

Yine kızdığım belli…Kime kızdığım belli değil, hiç de olmayacak. Yaşamı yaşamın içinden görünce kimin olduğunun önemi var mı? Yalanın yaşamda olmadığını söyleyen olmadığından, doğrudur da yazdıklarım.

Yalandan akıllı olmak, yalandan dost olmak, yalandan iş yapmak, yalandan doğru söylemek, yalandan konuşmak, yalandan kafa sallamak…O kadar yalan var ki! Yaşamı var eden, yaşamdan kopamayan bir savunma şekli ile karşımızda dimdik duran yalanlar oldukça, doğruyu bulmak da yalandan kolay olsun bari. En kolayı her şeyin yalan olduğunu bilmek belki de. Böylece doğru varsa da yoksa da rahatlar yürekler. Önemli olan da bu değil mi? Rahatlayan yüreklerle yaşamanın hafifliği her şeye değmez mi?

Yine de doğrulardan şaşmamak gerek. Her şeyin doğrusunu önce yüreklerde yaşamak gerek. Yüreklere yalan olmaz, söylememeye bile çalışmamak gerek. Yalan yüreklere giremeyen yürekten olandır… Yazık olur…

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...