20 Ocak 2008 Pazar

Köşe Yazarlarının Yürekleri




Eminim köşe yazarlarının her yönleri tartışılmıştır, yazdıkları, tamah ettikleri, aldıkları para, hatta eşleri…ama yürekleri hiç yazılmadı. Neden? Bunun cevabını şu an okuduğunuza göre ben veremem.

Yürekleriyle var olmaya çalışırken, yazının gücünden yararlananlardır; köşe yazarları. Kendi bildikleri, anladıkları, gördükleri dünyayı yazarak kendilerini gösterirler. Kendilerine ait cümleleriyle, algılarıyla, ruhlarıyla… yazar dururlar ama yürekleri pek düşünülmez. Bir süre sonra kendileri bile yüreklerinin olduğunu unuturlar çoğunlukla. Çünkü hedefleri bildiklerini başkalarının da bilmesini sağlamaktır. Yeni bir şeyi bile öğrenmenin hazzı bunun gerisine düşerken, yürekler ne durumdadır?

Her bildiğini hemen aktarmaya çalışan köşe yazarları, diğer aktaracakları için didinmeye başlarlar. Gündemde bulunan kendilerinin dert ettiklerini, nasıl yazacaklarına koyulurlar. Hedef kitleleri akıllarında net olduğundan zorlanmazlar. Hangi cümlelerle, nasıl yazacakları bile bellidir. Bu böyle sürer.

Bazen üretmek isterler, kendilerini için…mutlu da olurlar. Mutluluklarını okurlarıyla paylaşmak için hemen yazmaya başlarlar. O an düşünmezler, hedef kitle, okurun da böyle bir derdi var mı? diye. Yazarak mutluluğu yüreklerinde yaşarlar. Belki unuttukları yüreklerini. Sonra, ya sonra…birileri bildikleri şeyi yazmadı diye kızarlar, birileri saçmalama derler, birileri hiç okumamakla tehdit ederler, gazete sahipleri hemen uyarırlar, kalıpların dışında yazmaları kızdırır kısaca, şaşırtmanın ötesinde. Ne de olsa hedef kitlesi bellidir ve beklenenler bellidir, yazılar illaki kalıp gibi durmalıdır.

Köşe yazarlarının yüreği ezilir ama ne yapsın ekmek parası, okuru kaybetme tehlikesi…yine aynı , bilindik şekilde yazmaya devam ederler. Küfür bekleniyorsa küfür, övgüyse övgü…

Bir köşe yazarı istediğini yazamamanın sıkıntısını çeker mi derseniz? Bilemem sormak gerek. Ama net bildiğim bu durumun yüreklerdeki huzursuzluğudur. En azından bunu anlayabilirim.

Derdim kalıplarla, beklenenin dışında düşünce üretilmemesidir. Bunun istendiği durumlarda da öncelikle okurların karşı çıkmasıdır. Kendisini tekrar edenlerledir derdim her zamanki gibi. Bu durumun yürekleri geriye atmasıdır; istemediğim…Yeniliklere kapalılık sıkıntı verir gelecek nesiller için, insan için, üreten, üretmeyi bilmeyen, bileni için…Üretemeyen yüreklerin acısını bildiğimden rahatım. Üretebilecekken ürettirilmeyen durumlara kızgınlığım da bundan.

Köşelerden köşe başı haberleri, yazıları okuyabilmek dileklerimle…

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...