27 Ocak 2008 Pazar

Şükürler Olsun !




Şükürler olsun ki, sizlere buradan da olsa ulaşabiliyorum. Şükür bizleri kavuşturana. Şükürler olsun bugün de doyduk. Şükür benim çocuğum o arkadaş gibi hasta değil, ne de akıllı benim yavrum…Şükürle ilgili o kadar çok cümle duyuyoruz ki, yaz yaz bitmez. En iyisi gerisini size bırakayım.

Yaşamda şükredecek o kadar çok şey var ki…Şükret şükret bitmiyor adeta. Şükür etmenin ne olduğu bilemeden, şükredip durmak güzel olsa gerek. Her karnımız doyduğunda, her araba kazasından kurtulduğumuzda, her maaş aldığımızda… Bizde olanların başkalarında olmadığını düşündüğümüz her anda. Şükrederek kendimizi rahatlatmak da güzel. Yüreğimiz başka yerlerdeyken bile… Özür dilerim. Yüreğimiz başka yerdeyken olmaz değil mi? Sadece şükrederek yaşayanlara empati kurayım derken sempati kurmuş oldum da.

Yaşam bizleri kendi içinde sınarken, bizden de sadece şükür bekler diyenlere sistemim yazdırtıyor bunları. Yaşamın böyle bir şeyi ihtiyacı olmasa gerek. Her an şükreden birilerine de. Şükür etmek biraz zordur; bilene… Sözüyle şükredip geçenlere ihtiyaç fazlası muamelesi yapayım mı? Yakışmaz elbette. Biz herkesi seviyoruz yine de.

Allah bizleri yaratırken bazılarına bir şeyleri az verirken, bazılarına çok verir. Bazılarının yaşamı iyi giderken bazılarının işleri hep zora girer. Ya da bazen öyle olur bazen böyle… Yaşam bir şekilde akar…Bazen sabır, bazen şükür gerekir. Ya da hep sabır hep şükür gerekir. Nasıl yapılacağını bilenler için söylenecek sözüm yok, olamaz da. Ama sadece sözle sabır ya da şükür edenlere söylenecek sözlerim var:

“ Yaratılırken bizde olduğunu gördüklerimizle insanlığa katkımız olmadıkça, sözde şükürlerin bir anlamı olmaz. Bize verilenlerle iyi şeyler yapmadıkça verilenlerin anlamının kalmaması da bundandır. Verilenler geri alınır ya da alınmaz, bunu ben bilemem, ama bildiğim verilenlerin yerlerini bulamamasının karşılığı mutlaka gelecektir. Yaşamda sabır gösterenlerin de isyan etmedikçe karşılığını alacaklarını bildiğimden rahatım. Tüm mağdurlar adına rahatım. Mağdurlara hep bekleyin, isyan etmeyin demem de bundan.”

Verilir, alınır, alınmaz, verilmez…Bunları sürekli düşünmek olmaz. Ne yaşanacaksa yaşanır, tedbirleri aldıktan sonra yaşanacaklara olumlu / olumsuz katkı olmaz. Bunu rahatça söyleyebilirim. Bir anda yaşamların iyi/ kötü değişebildiğini yaşamda gördüğümden rahatım. Başımıza ani düşen bir saksı ile yaşamı terk edebildiğimizi bildiğimden… Ani bir haberle tüm isteklerimize kavuşabildiğimizden…Bizim dışımızda ama bizimle ilgili tüm yaşam içeriklerini görebildiğimden…

Hiç bir şey insana tesadüfen verilmemiştir. Her bir sınanma, sınav…Ama bize düşen sınandığımızı bilerek verilenleri doğru yerlerde kullanmak, verilmeyenleri verileceğini beklemek…sabırla…şükrederek…Yüreklerimize sahip çıkarak.

Şükürler olsun ki yazabiliyorum, düşündüklerim benimle gitmeyecek…

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...