29 Eylül 2008 Pazartesi

Başbakan Erdoğan’ın İşi Zor







Yazılarımı takip edenler iyi bilir. Daldan dala konmaktan çok, kendimce önemli olduğunu düşündüğüm konuları ardı ardına yazarım. Bıkmadan. Bu konulardan birisi de sosyal restorasyondur. Gerekliliği herkesçe bilinen, önemsenen ancak çok da üzerinde durulmayan bir konu. “Evet” deyip, ardından başka işlerimize baktığımız bir konu.


Oysa, şu anki ülke gündeminin olmazsa olmaz konularından birisi de sosyal restorasyondur. Başbakan Erdoğan’ın hem yüreğinden hem de dilinden sürekli çıkan bir konu. Aynı zamanda, icraatı zor bir konu. Bu nedenle, ülkesini seven herkesin Başbakan Erdoğan’ın işaret ettiği bu gündeme daha sıkı sarılması gerektiğini düşünmemek zor olsa gerek.


Çünkü, sosyal restorasyon ile, ülkemizde yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında bulunan birey ve grupların sosyal yaşama aktif katılımlarının sağlanması ve yaşam kalitelerinin yükseltilmesinin önü açılacaktır. Bu, iktidarın faaliyetlerini beğenen, beğenmeyen herkes için de önemli olmalıdır. En azından böyle olması gerektiği açıktır.


Bunların yanında, geniş toplumsal katılımın gerektiği sosyal restorasyon çalışmaları, doğrudan Başbakan Erdoğan tarafından verilen starttan sonra belli bölgelerde uygulamaya konulmuştur. Örneğin, GAP kapsamındaki illerde sosyal kalkınmanın gerçekleştirilmesi ve sosyal refahın artırılması için yoksulluk, göç ve işsizlik, kentleşme gibi sosyal sorunların giderilmesi için yerel dinamikleri hayata geçirecek ''Sosyal Destek Programı'' (SODES) DPT tarafından hazırlanmıştır. Bu çerçevede istihdam edilebilirliğin artırılması, meslek edindirme, gelir getirici faaliyetlerin geliştirilmesi, sosyal içermenin sağlanması ile kültürel, sanatsal ve sportif faaliyetler desteklenecektir.


Elbette ki, sosyal restorasyon çalışmaları sadece GAP kapsamındaki illerde değil Ülkemizin tüm illerinde, illerin tüm mahallelerinde gereklidir. Ancak, Türkiye gibi heterojen yapıdaki bir ülkede, sosyal restorasyonun bir anda başlatılıp, çalışmaların sonuçlarını hemen alabilmek kolay değildir. Sonuçların alınabilmesi uzun yıllar sürebilir. Sabırla, sıkılmadan, büyük desteklerle… Bunun için her kurumun koordinasyon halinde birlikte çalışabilmesi bile kendi başına bir zorluktur. Tek tek insanlara gelince, zorluk da kendiliğinden artar. Çünkü zaten ciddi yaşam zorluğu içinde bulunan insanlar, bir başkasıyla entegrasyonu düşünemeyecek kadar dardadır. Bu darlığı açmanın yolu olarak sosyal restorasyonun yüreklere kazınması ise ayrıca bir zorluktur.


Ancak, birkaç yıl öncesine kadar belki de hiç duymadığımız sosyal restorasyon ifadesinin yaşantımıza girebilmesi önemli bir başarıdır. Kurumların konuyla ilgili çalışmalarını hızlandırması da.


En büyük zorluk ise, bu büyük sistemi yönetebilmek, yönlendirebilmek, beyinlere ve yüreklere öneminin kazınmasını sağlamak… Ama biliyoruz ki, bir şeye başlamak işi bitirmenin yarısıdır. Umarız diğer yarısını da görebiliriz. Bunun için Başbakan Erdoğan’ın işi gerçekten zor.


Son söz; sosyal restorasyonu önemseyen herkese kolaylıklar diliyorum.

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...