4 Ekim 2008 Cumartesi

Halk Kimi İster?








Türkiye Ramazan Bayramı’nın ardından yoğun seçim gündemine hazırlanıyor. Yerel seçimlere birkaç ay kalsa da, sanki yarın seçim olacakmış gibi tüm siyasi partiler istedikleri oyu alabilmek için çalışıyor.

Yerel seçimler genel seçimlerden oldukça farklıdır. Her siyasi parti kendince her yerel bölgeye özgü, sevilen, istenen adayları bulma telaşında. Çünkü halk genel seçimlerde olduğu gibi çoğunlukla ismini bilmediği kişiye/kişilere değil, doğrudan belli bir isme de oy kullanacak. Belirlenmiş isimle aday olduğu siyasi partinin genel politikasının arasındaki uyumluluğa da dikkat kesilecek.

Tüm bunların ötesinde küçük bir analiz yapmak istiyorum. Bu analiz, bölgelerin değişebilirliği bir tarafa, genel olarak halkın kimleri yanında, arkasında, önünde görmek isteyeceğini anlatan bir analizdir.

Öncelikle halk becerisi olanı ister. Bu kişi, öncelikle geçmişten tanıdığı, sınırlarını bildiği, mümkünse sevebildiği kişi olmalıdır. Tanımadan kasıt, illaki aynı sokakta büyümüş olunması değildir. Geçmişte yaptıklarından bir şekilde tanınması da yeterlidir. Geçmiş insanın peşini bırakmaz. Sadece biz geçtiğini düşünürüz. Ama böyle durumlarda ansızın ortaya çıkabilir. Becerisini bir şekilde göstermiş, beceriye ilişkin sıkıntısı bulunmayan kişiler makbul kişilerdir.

Becerisini bir şekilde gösterebilmiş, anlatabilmiş kişilerin aynı zamanda aday olduğu bölge halkı için ulaşılabilir olması da önemlidir. Herkes istediği an ulaşılabilecek olanları tercih eder. Halktan uzak kişiler, çok sevilse de, beğenilse de tercih edilmez. Bu kişi, doğrudan tanıdıkları kişi de olabilir, çok ünlü bir kişi de. Fark etmez. Halk, böylece kendisini icraata yakın hissedip mutlu olur ve bu kişilerin önünde olmasını ister.

Becerisi olan ve ulaşılabilirliğinde sorun görünmeyen kişilerin aynı zamanda kendinden çok hizmet götürme vaadinde bulunacağı halk için çalışabilecek nitelikte olması gerekir. Yine geçmişe atıfta bulunursak, geçmişinde sadece kendisini düşünmüş, becerisini ve ulaşılabilirliğini bu şekilde göstermiş kişilerin pek de şansı görünmez. Halk bıyık altı gülerek başkasına döner. Ama son ana kadar da oyunun rengini belli etmez, hatta yalan bile söyleyebilir. Çünkü hasbelkader seçilirse, öylelerinin hıncının büyük olduğunu iyi bilir.

Becerisi olan, ulaşılabilirliği bulunan, halka hizmeti öncelikle düşünen kişinin kendisine özeni de önemlidir. Temiz giyimli, bakımlı, ama abartısız kişiler tercih edilir. Görüntüsünü, sadece görüntüyle işi kurtarmak için kullananlar sevilmez. Sade ve temiz bir görüntü için sonradan yapılabilecek bir şey yoktur. Çünkü kişi, bu giyim ve yaşam tarzını istese de değiştiremez. Değiştirmeye kalkarsa şansı da doğrudan ortadan kalkar. Çünkü komik olur.

Becerikli, ulaşılabilirliği olan, geçmişten beri halkı için çalışan ve temiz giyinen bir kişinin aynı zamanda, yapabileceklerini halka doğru anlatması ve yapamayacaklarını da nedenleriyle belirtmesi çok önemlidir. Yani dürüstlüğü… Örneğin Ankara’ya deniz gelemez… Komik bir örnek gibi durabilir ama yaşanmış daha komik örnekler eminim çoktur. Dürüstlüğünü doğru ve halkın net anlayabildiği dille iletebilme, iyi bir iletişim becerisi de başka önemli bir konudur.

İletişimi güçlü, becerisi geçmişte kanıtlanmış, ulaşılabilirliği bilinen, temiz giysili kişilerin aile yaşantıları da çok önemlidir. Ailesine eziyet eden kişi halkına neler yapmaz ki. Halk da ailesi gibi sahiplenilmek ister. Bunu öncelik olarak ortaya koyar.

Özü sözü doğru kişiler halkın sevdiği kişilerdendir. Yalanla hiçbir yüreğe girilmez. Girilir gibi olsa da ansızın yalan ortaya çıkar. Bu da partiler için ciddi risktir. Güvenilirlik açısından, başka seçimlere referans açısından…

Halk baba, anne şefkati bekler. Çünkü beklenti çoktur. En sıkıntılı anlarda yanlarında görmek isterler. Bu nedenle duruş çok önemlidir. Bu duruş, istenmeyen şeyler yapılması durumunda bile işe yarar. Çünkü ne de olsa anne, baba gibi en güvendiğimiz kişiler bile bazen istemediğimiz şeyleri yaparlar ve onlara kızamayız. Çünkü niyet doğrudur. İşin içinde sevgi vardır.

Bayanlar için durum biraz daha farklıdır. Çünkü halk, hem karşısında gerçek bayan hem de bazen erkek gibi olabilenleri tercih eder. Haksızlık durumunda bayan kararlılığı ile en önde gidilmesini ister. Süslüyü de pek sevmez. Çünkü süslü olmak halktan uzaklaştırır. Vaktinin çoğunu süslenmek için harcayanları beceri bakımından eksik görür.

Atanmışlıkla seçilmişlik arasındaki fark da halk tarafından iyi bilinir. Yani, bir bölgeye atanmış bir memur ya da başka bir görevli atandığı iş için cazip görülürken, iş seçmeye gelince seçmeyebilir. Çünkü atanmış kişiye yapabilecekleri bir şey yoktur. Birileri bu görevi o kişiye vermiştir ama söz sırası halka gelince, o kişinin atandığı görevde seviyormuş gibi davransalar da, seçmezler. Çünkü artık kendi kriterleri geçerlidir. Bir de atanmış kişilerin dışardan belli olmasa da sevmeyenleri çok olabilir. Risklidir.

Seçilecek kişilerin güçleri de çok önemlidir. Bu güç, bazen para olurken, bazen de kişisel güçleri olabilir. Çevreleri, başarıları, uyumluluğu, aklı, ailesi… Ama zaten yukarıdaki özellikler bir kişide toplanıyorsa, o kişi halkın gözünde güçlüdür. Ve halk güçlüyü sever. Bu güç, makamdan alınan güç değil, kişinin kendinden aldığı güçtür. Kendinde olanlardan… Ama burada sınır önemlidir. Aşırı güç de sevilmeyi, istenmeyi engeller. Çünkü o zaman ulaşılabilirlik ilkesi kendiğinden yok olur. Halk çekindiği, korktuğu kişileri istemez. Özetle oyunu verir gibi yapar ama vermez.


Siyasi partiler açısından bakarsak, parti politikasıyla uyumlu adayları tercih etmeleri normaldir. Bu şekilde sadece o kişinin alacağı oyu değil, kendi politikalarına da alacakları oyları hesaba katarlar. Yani iki yoldan da oy alabilmeleri önemlidir. Kendi tabanlarından, seçilmesini istedikleri kişinin kendi oy hesabından… Örneğin parti politikasıyla ters görüntüsü olan kişi ortaya aday olarak çıkartılmaz. Çünkü yerel seçimlerde doğrudan seçilmesi istenen kişi öndedir. Partiyi temsil eden o kişidir. Halkın bir bölümünün sevmesi, istemesi de aday olan kişinin yapacağı en küçük bir hatayla oyları düşebileceği için o riske giremezler. Kendi tabanlarına zıt kişileri aday göstermek istememelerinin altında yatan neden budur. Haklı bir nedendir. Sadece kişiye bağlı bir çalışma risklidir. Bu nedenle aday ile partinin uyumluluğu önemlidir.


DEVAM EDECEK…

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...