17 Eylül 2008 Çarşamba

Hiperbarik Oksijen Tedavisi ve Dr. Cem Kınacı








Milyonlarca engelli çocuk ailesi çocuklarının biraz daha normale yakın yaşam sürebilmesi için bir bilim adamı gibi dünyadaki tüm gelişmeleri takip ediyorlar. Doktorların, kendini bilime adamış olanların işlerini de kolaylaştırıyorlar. Çünkü, her an kulakları, beyinleri gelecek iyi haberde olduğundan, duydukları anda soluğu doktorlarının yanlarında alıyorlar. Doktorlar da hemen işe koyuluyorlar.

Yıllar önce oğlumun “normal” doğmadığını öğrendiğim anda hemen bilgisayarın başına oturup saatlerce okuduğumu, yaşadıklarımızın nedenini, geleceğimizi anlamaya çalıştığımı bugün biraz da hüzünle düşünüyorum. Ne büyük bir çabaydı verdiğim. Doğum yapan tüm kadınlar, loğusa keyfini yaşarken, bilgisayarın başında yaşamak… Herkesten uzakta… Çoğu engelli çocuk doğuran annelerin yaptığı gibi…

O yıllarda Allah yardım etti, bir çok doktora, hatta dünyaca ünlü doktorlara bilgisayardan ulaşabildim. Aklımı netleştiren onlarca tanımadığım doktor… İnsan isterse neler yapabiliyor. Bu doktorların hiç birisi “rahatlatıcı ilaçlar kullan, çözümü yok yaşadıklarının” deyip beni ötelemedi. Ne kadar şanslıydım. Hatta burada yazmaktan mutluluk duyacağım kişiler var ki, verdikleri bilgilerin yanında bana Türkiye’de engelli çocuklar için yapılacak işlerle ilgili motivasyon verdiler. Dernek kurma girişimlerimizin önünü açtılar. Teşekkürler Prof. Dr. Murat Günel. Ayrıca o dönemler uzaklardan da olsa yanımda olan Yard. Doç. Dr. Emre Karaşahin’e de saygılar. Daha bir çok kendini engelli çocuklarımızın doğmamasına, doğduktan sonra hak ettiği şekilde tedavi alabilmesine adayan doktorlar… Hepinizin yüreğine sağlık.

Bu çabalar ve sonrasında yaşadıklarım bana engellerle mücadele konusunda ciddi adımlar attırdı. En azından bir kenarda oturup ağlamak yerine, mücadeleyi… Çocuklarımız için kendisini adayanların destekleriyle gerçekten ayakta kalabilmeyi…

Tüm bunların yanında bazı ailelerimiz bizler gibi yeniden tıbbı keşfetmeyi yaşamadılar. Çünkü zaten insanların sağlığı için çalıştıklarından… Onların işi bizden hem daha kolay hem daha zor. Doğruyu bulmak onlar için hem çocukları hem bizler için önemliydi. Çünkü, onların ulaştığı bilgiler, yaptıkları, yapmaya çalıştıkları daha çok takip ediliyor. Belki de daha çok güveniliyor.

Dr. Cem Kınacı, başarılı bir hekim olmasının yanında bir de baba. Babalığı zor yaşayan bir baba. Tüm otizmle yaşamaya çalışan çocukların babası aynı zamanda. Çünkü, herkes onun söylediklerine kenetli. Başka babalar ondan gelecek haberlerden ümitli. O da kendisini gece gündüz bu uğurda beki de tüketmeyi göze alacak kadar yürekli bir hekim baba.

Bu şekilde yaşamaya çalışan Sayın Kınacı, bizleri “Hiperbarik Oksijen Tedavisi” ile tanıştırdı. Bizlere tanıttı, anlattı, herkesin bilmesi için bizlere öğretmeye çalıştı. Her çağırdığımız ortama gelecek kadar kendisini bizlere adadı.Yolundan gitmek isteyenlere de destek oldu. En azından tıbbın dışında yaşayanlar bizleri bulamayacağımız kaynaklarla buluşturdu. Belki de bilgisayarın başında saatlerimi harcadığım travmalı günlerin geri gelmesini sağladı. Ama bu sefer bilgiyle ve alışmışlıkla birlikte gelen günler olarak. Zaman ne de çabuk geçiyor.

Bizleri belki de pes ettiğimiz bir dönemde yeniden bir doktor edasıyla tıbbı metinlerle buluşturdu. Ben de yeniden eski doktorları aramaya koyuldum. En azından farklı bir görüş, farklı bir düşünce, yönlendirme… Bunun hep yararını gördüğümden…

Dr. Cem Kınacı’yı herkes dinlemeli. Ne dediği anlaşılmalı. Çocuklarımızın bir adım daha öteye gidebilmesinin önünü açarak tüm çabalara ışık tutulmalı. Özellikle bir babanın çabasına. …

Çocuklarımız için yararlı olabilecek bu tedavi şeklinin önce devletimiz eliyle yapılmasını istiyoruz. Daha çok hekimin konuyla ilgileneceğini düşünüyoruz. Sayın Kınacı’ya desteklerin bitmeyeceğini anlamak istiyoruz. Çünkü O’nun hepimizden gelecek güce ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bu kadar derdimizin arasında tedavinin şekillendiği Amerika yollarına daha da düşmemek için…

Binlerce otizmle uğraşan ailenin ortak düşüncelerini, yaşadıklarını kendi paralelimde anlatmanın kalıcılığıyla…

Sevgiyle kalın

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...