25 Haziran 2017 Pazar

İÇLİ ŞARKI



 
 
İnsan bazen sadece yazmak istiyor. Bazen koşa koşa bilgisayarın karşısına oturup döküyorsun kimselerin duymadığını… Kimselerin anlayamadığını… Kendi gürültüsünden yüreğe ulaşabilen insan azlığı…
 
İnsana büyülü gibi gelen tüm değişim süreçlerinin, görünmeyen sessiz iletilerini hayatımızın orta yerine koyarken seslendirdiklerimizin dışında var olan gerçekliği yok saymamızdan az önce gelen bir vurgu sözlerin tümü. Tam da bu anda bilinçsizce “bölünme” çığlıkları… Sığlıkların ortasından seslenen bir ileti gibi sanki her şey…
 
Her şey çok sığ… Yüzeyde yaşanan insan kıpırtıları… Tümü çok komik. Gülümseyen yüreğin derininden akan onca sözler verir tüm yaşantı iletisini… Yaşarken “bakarız”. Yüreklerin bilebildiği kadarını yaşadığı onca komik durumlar söyletir gider umarsızca izleyen yürekleri… Gitsin bakalım, insanız işte!
 

Kendi öykümüze sıkı sıkıya bağlı bir hayatın en rutininde kararlılığımızı koruruz. Ta ki “Her çağ kendi tinsellik tasarısını kendisi için yeniden bulmalıdır” cümlesinin ağırlığını tepemizde hissedene kadar… İşte tam da o anda bir şey iter sessizce vurarak: En etkin metaforunu bul! Bulamadın mı? Arama o dakka… Düşünmeyen bulamaz da…
 
Aslında bir kişinin tümüyle insan olabilmesi sadece kendi kararlarına ve bu kararlarına bağlanışına dayanır. Yıllar yılı değer, onur gibi kendi anlamında yaşadığı erdemlerini, cesaret olmaksızın salt bağımlılıkla soldurmayacağı aşikârdır.  Evet cesaret! Günden güne verdiği karar yığının içinden çıkıp gelen tetikleyici… Varoluşu olanaklı kılan cesaret, önemli bir kavram pek içeriklendirilmeden kullanılan…
 
Moral cesareti daha da vurgulayarak iki kelam daha edelim; anlayanlara… Başı boş görünmeyen varoluş çakmağı olan en dolusundan enerji…
 
“Kendimi, kendi değerlerimle, değerlerimin içinden çıkan moral cesaretimle, zamanın ruhunda beni iten tinsellik anlayışımla var olmayı seçiyorum…”
 
Ötesi! Ötesi yok. Taze bitti sözler…
 
Kelimelerle dans etmek belki de yüreğimin en güzel ve kolay yaptığı iş. “Olduğu kadar” der geçerim konuyu. Anlayan zaten ordadır. Orası her neresiyse…
 
Umarsamam

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...