29 Ağustos 2008 Cuma

RTÜK Başkanının Dikkatine







Çocuklarımız, gençlerimiz için aylardır ekrana gelen, ardı arkası kesilmeyen sihirli, uzaylı, büyülü dizi filmlerle uğraşıyoruz. Bu uğraş, evimizde sessizce gerçekleşirken, işin başındakilerin sessizliği ürkütüyor. Gençlerimize, çocuklarımıza bunu yapmaya kimsenin hakkı yok.

Hemen hemen her kanalda bir uzaylı, bir peri, bir acayip varlık karşımızda duruyor. Bizim karşımızda duran gerçek olmayan, olamayacak olan bu kişiler karşılarına çıkan her sorunu hemen küçük bir parmak hamlesi ile çözüyorlar. Sonra dizilerde çocuklar bunlarla arkadaş oluyorlar, üstelik ailelerine rağmen, gizlice. Televizyonun garip büyüsü ile ülkemizin tüm gençleri, çocukları da bu kahramanlarla beraber yaşıyorlar. Her gün, her gece…

Yaşamın zorluklarını bir parmak hamlesi ile çözebileceğini, en azından böyle bir çözümün olabileceğini düşünen, öğrenen yavrularımızın yaşantıları gerçekliği olmayan mesajlarla şekilleniyor. Eğitim alacakları yaşta, televizyon sayesinde olmayacak bir eğitim alan çocuklarımızın gelecekteki yaşantıları beni şimdiden korkutuyor. Karşılarına çıkan her sorunu parmaklarından çıkan ışınlarla çözebileceğini düşünen, gizlice evine girecek ve yaşantıları kolaylaştıracak uzaylıları bekleyen yavrularımıza bunu yapanları kınıyorum.

Yaşam zordur. Herkes için çok zor. Bunu küçük yaşlarda karşılarına çıkan küçük/büyük sorunları çözerek, ya da çözenleri model alarak öğrenen yavrularımız, ülkenin geleceğinde oldukça etkili olan, sıkıntıları çözme yollarının doğruluğunu, kararlılığını öğrenecekken, neler yaşatıyoruz onlara. Bunu yapmaya hakkımız var mı?

Geçen gün küçük oğlum bana:

“Anne sen de prenses perfinya gibi yok olsana” dediğinde olayın ciddiyetini anladım. Sonra çocukların gizlice konuşmalarını dinlediğimde daha da korkuya kapıldım. Herkes prenses perfinya, bez bebek ve adını bilmediğim bir çok yaratılmış kahramanın gelmesini bekliyor. Onlar gibi bir parmak hamlesi ile sorunların çözümünü bekliyor, daha da önemlisi bu şekilde tüm sorunların çözüleceğine inanıyorlar. Çocuklar ailelerine söylemedikleri şeylerin meşruiyetlerini de bu dizilerle öğreniyor. Küçücük çocuk annesinden, babasından sır saklamayı öğreniyor. Çünkü dizilerdeki çocuk oyuncular böyle yapıyor. Gizlice kavanoza sesleniyor…

Yazıktır, günahtır. Ülkemizin geleceğine ayıptır. 20 yıl sonranın büyüklerinin sorunlar karşısında acizliğe düştüğünü görünce mi dizlerimize vuracağız? Sürekli ellerini peri gelsin diye şıklattıklarında mı onlar adına üzüleceğiz? O zaman üzülmenin faydası olur mu?

Bırakın gençlerimiz, çocuklarımız gerçek yaşamı küçük yaşlarında tanısınlar. Gerçek şekliyle tanısınlar. İnsanların bir hamleyle kaybolacağı düzmecesiyle büyümesinler. Bu diziler acilen yayından kaldırılsın. Bu sadece benim değil bir çok ailenin sesidir. Çocuklarını, geleceğini, ülkeyi düşünen tüm ailelerin.

Sayın Akman, doğal bir anne seslenişiyle yazılmış yazımı dikkate alacağınızı umuyorum. Yoksa hepimiz prenses perfinyanın parmaklarında kaybolabiliriz. En azından çocuklarımız bunu deneyebilir.

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...