13 Şubat 2013 Çarşamba

Sazandereli Hocam


Hiç aklımda yokken birden aklıma gelir Bilge Hocam... Yazacak yeni yazıya dermanım olmadığından eski bir yazımla anayım... Ruhu şad olsun



Sazandereli Hocam


Akşam olmuş ya da olmamış, olan akşam olmuş da ne olmuş? Kime ne? Güz güllerini göremeyene akşam, sabah, gece, gündüz de ne?

Güzün ortasında açan güllerin güzelliğini görememiş, yaz başı gülleri görmüş kaç yazar? Her kim görmüşse artık.

Kanıtlanamayacak kadar ciddi olan yaşam sezilerini, derinlerde bırakan gözleri görmeyeni kim neyler? Kim neyler de neylemesine, neyleyen nerede eyler?

Bir küçük kuş misali oradan oraya, dallara, çiçeklere, böceklere konan yürekler eylerse mutlaka iyi eyler. Bilene… Sıradan, sakince, yalın…

Çiçekleri yaşamın içine yerleştiremeyen gözler, görse ne olur görmese ne olur? Görebilene…

Var olanı var olmayanla ayıran seziler bilinse, bilinmese, sazandereye gidilse, gidilmese…Giden naptı ki, bilmeyene…

Öylesine, oracıkta… Küçük aralıkta, yaşamdan kopuk…




Sazandere neresi ki, bilene… Boşluk mu, doluluk mu, anlayana… Devam mı tamam mı dercesine yaşama, küçük, inceden bir çalım atar gibi.

Güzün açan güllerin güzelliği, kardelen misali yürekleri yerinden oynatırken, sazanderede ne işin var be hocam. Gidecek yer mi kalmadı? Dereler çağlarken gerçeğin ta orta yerinde üstelik.

Yine de olsun. Git gidebildiğin kadar, nasılsa herkes orada. Orada da olacak. Hep olduğu gibi. Senin dediğin gibi herkes sazandereye bir gün gidecek. Er ya da geç.

Mezar taşında yazdığı gibi sazanderelinin ruhuna Fatiha…

Bize de Ankara’dan sazandereye selam iletmek düşüyor. Buraların puslu havasında neler yok ki ama kime ne? Sazanderedekilere ne?

Hava nasıl oralarda bari onu deyiver mi desem? Demeden başka bir yazıya mı geçsem?

Bilge Karasu Hocamın ruhuna bir Fatiha da bizden olsun…

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...