22 Nisan 2008 Salı
Dinleyenler Dinlemeyenlere Anlatsın
“Sade vatandaş” ile “sade olmayan vatandaş”ı birbirinden ayıran ölçüt bulundu: Telefon dinlenmesi…
Bugünlerde telefonlarının dinlendiğini düşünenlerin sayısı arttıkça artıyor. Yoksa, “sade vatandaş” sayısı mı azalıyor? Yaşamın kendilerine sundukları ile yetinmeyenler, yaşamdan beklediği ilgiyi göremeyenler, yaşamın oldukça içinde, hatta derinlerinde bir yerlerdeymiş gibi davranabilmenin kolaylığını bulmuşlar galiba. Bu buluş o kadar basit bir oyun ki aslında, telefonunun dinlendiğini söyle gerisine karışma…Nasıl olsa gerisi kendiliğinden gelir, yaşamın içinde beklenilenlere kavuşulur, ilgi, itibar görülür… Oysa bu kadar kolay mı?
Telefon dinlenmesinin kolay olduğunu söyleyenler hiç de az sayıda değil. Biraz paranoyak olsam: “Herkes birbirini dinliyor” diyeceğim. Ama telefon dinleme kolaylığını ifade edenlerin, itibar görme merakından söylediğini bildiğimden, başvurdukları küçük hileyi anlamamak mümkün değil. Çevremde nerdeyse herkes telefonunun dinlendiğini söylüyor. Hatta kimisi gururla söylüyor. Ne komik. “Benim telefonum dinleniyor ya seninki…”
“Bilmem… hiç dinleyene rastlamadım, görürsem söylerim.” Hatta geçen sokakta yürürken bile birilerinin konuşmasını şaşırarak, istemeden! dinledim. “Ya, geçen benim telefonumu dinlerlerken sesleri duydum.” “Hiç sorma benim de öyle oldu...” gibi birkaç garip cümle ediyorlardı. Aslında garip cümlelerin satır araları çok şey anlatıyordu.
“Ben önemli bir adamım...”
“Ben de...”
Devamına gerek var mı?
Herkes önemli olmak isteyebilir, bunu anlamak kolay, ancak, telefon dinlenmeye indirgenmesini anlamak kolay değil. İnsanların günlük yaşamlarına dinlendiklerini düşündükleri telefonlarını sokmaları garip. Önemli insan gibi görünmenin kolay yolu bulunmuş galiba.
Ülke için, toplum için, önemli, riskli işleri yürütmek durumunda olanların, bilgiye kolay ulaşacağı düşünülenlerin, bilgileri çarpıtma ihtimali olanların… bulundukları statüleri taşıyabilmeleri, ulaşabilmeleri epeyce emek ister. Eminim bu durumlarda olanlar için telefonlarının dinlenmesi itibar değil, sıkıntı getiriyordur. “Sade olmayan vatandaşlığa” özenenlerin, itibarı “sadelikten çıkışa” bağlayanların sonları hayrolsun. Daha ne diyelim.
Reyhan Gazel
ANLAMAYANLARA NOTLAR Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...
-
Sevgili Dostlar, Dr. Cem Kınacı'yı otizimle bir şekilde ilgilenen hemen herkes tanıyor. Otizmin yaşamımızdan gitmesi için verdiği çaba i...
-
Gül Reyhan Gazel’in “Yaşam herkese gülsün” ilkesiyle ele aldığı “Yürek Felsefesi” adlı kitabı okurlarıyla buluştu ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, Yaz...
-
Her yağmur ardından gökkuşağını getirir. Altından geçmek için insanlar koştursun diye. Gökkuşağının altından geçenlerin tüm dileklerinin ...