23 Kasım 2011 Çarşamba

ÇAĞDAŞ ENTÜİSYONİSTLER’




Herkesin her şeyi bilmesi bir tarafa, herkes her şeyi hisseder de oldu. Falcılar işsiz kalırsa şaşırmamak gerek. Herkesin eli yüreğinde hissedip duruyor, neyi mi? Yaşamı, kendisinin geleceğini, başkasının ne zaman terfi edeceğini…

Yaşamın içinde bir sezgiciliktir gidiyor son zamanlarda. Bilerek atılan adımların yerini, hissederek atılan adımlar almış. Bilmeden hissedilirmiş gibi. H.Bergson yaşasaydı ne derdi acaba?

Bergson, anlayış gücünün gerçeği kavramadaki yetersizliğini kendi düşünce düzeni içinde başka bir yetiyle gidermeye çalışmıştır. Onun "sezgi" adını verdiği bu yeti yapısı gereği kişinin iç evreniyle ilgilidir. Sezgi, içten olanı, özde bulunanı görme anlamındadır. Bilen kişinin en önemli özelliği de kendisinde sezgi denen yetinin bulunmasıdır. Akıl dışa dönüktür, sezgi ise içe yöneliktir. Aklın kavrayamadığı "süre"yi sezgiyle bilme olanağı vardır. Gazali de aklın ötesinde bir gücün bizleri doğruya ulaştırabileceğini anlatıyor.

Ben filozofların yalancısıyım. Onlar böyle diyor, biz onlardan öğrenip yaşama aktarıyoruz. Ama “çağdaş entüisyonistler” aktarmakla yetinmeyip, yaşama doğrudan ‘bilmeden’ katıyorlar. Yazık.

Herkesin her şeyi bildiğini düşündüğü günümüzde, her şeyin ‘sezilebildiği’ gündemi çok yeni aslında. En azından yaşamda etkinliği yeni. Değişimi onaylamanın belki de en büyük sıkıntısı. Değişiyoruz ama bazen istenmedik yönde… Bilgiden uzak kalarak, bilmeyerek, bilmediğimizi bilmeyerek, bilemeyerek, daha da vahimi bilmeye zaman vermeyerek… Yerine koyulan sezgi, kolaya kaçmanın ötesinde, çoğunlukla yanlışın da yerini sağlamlaştıran bir güç …

Bilgiyle dolu bir yaşamda sezgilerin kullanılması anlamlıdır; bilene… Bilginin yanına sezginin güç olarak getirilmesi önemlidir; düşünene… İçe dönerek kendi yüreğimizi de yaşama katabilmemiz gereklidir; anlayabilene…Sezgi yerindeyse, olmalıdır; hissedebilene…

Çağdaşlığın ölçütü, bilgiye ulaşabilmekle sınırlandırılırken, bir taraftan bilgiye sadece sezerek ulaşma arzusu pragmatik bir arzudur. Kolay yoldan kendimizi ifade etmenin arzusu. Uğraşmadan, yorulmadan, bilmeden… Sezgilere çevrede inanç varsa tehlikeli de olur. Bilgiye ulaşabilmenin hazzını uzat tutma ihtimaline karşı bir tehlike üstelik. Gelişebilmenin önündeki en büyük tehlike…

Bilgiye ulaşmada yetersiz olanların sezgiye yönelmesi bana bunları yazdırttı, sadece sezgi ile yaşamaya ve var olmaya çalışanların çokluğu beni kızdırdı, gelecek nesillere bilgiden uzak sadece sezilenlerin bırakılma ihtimali beni gerdi… Çağdaş sezgiciler arttıkça da devam edecek.

Bilgilerini sezgiyle süsleyenlere küçük bir hediye… Boşlukları doldurmak da size ödev…

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...