Derdi çeken bilir, derdin neler çektirdiğini… Gerisi
gördüğünü bilir de neyler bu yürek göremediğini bilmeyeni… Yüreğin derinini
yüreğinde görmeyeni… Neylesin bu can “Ben”i bilmeyeni… “Bendeki Seni” anlatır
da bu kalem, bilmeyeni neylersin… Neylersin de neyletmeden de duramazsın zaman
döndükçe… Zamanın dokunuşu oldukça yüreklere, görmenin etkisizliğinde, yürekte
yaşamadıkça…
Derinleri görebilenlerle göremeyenler arasındaki yaşam
mücadelesinde ansızın karşınıza çıkan bir koca yürektir Beril. Bir anda
yaşamın, insanın aslında çok uzaklarda olmadığını imtihan eder gibi… Bu
imtihanı geçemeyenlerin çokluğu karşısında ezilmeden dimdik duran yürek…
İşte bu dersiniz bazen olur da… İşte bu! Bendeki Sen işte
bu!
Yaşama durak anlarının vaz geçilmezi Beril. “Neylesin yürek
yaşama durak vermeyenleri” Dedirten
incelikle yolunuza devam edemezsiniz. Anlık duruştur anları toptan katleden
incelikle.
Dur yolcu, dur da az bir soluklan!
Bazen yaşam görünmez olur. O görünmezliğin içinden bir
bakışla durursanız görebilirsiniz Berili. Berili görebilenlerle göremeyenler
arasındaki derin çekişme değil midir bizi insan yapan?
İşaret kuşudur insanlığa ansızın serinlik veren, insanca
gülümseyişi ile… Her zorluğa rağmen insan duruşunu, insan gibi dimdik yüreği ile
güç veren. İşte bu! İşte bu!
İnsan gülümser. İnsan hisseder. İnsan yaşar. İnsan üzülür.
İnsan ağlar. İnsan yorulur.
İnsan yürektir!
İnsanın yürek olduğunu hatırlatan bir yürektir Bendeki Sen
algısı. Anlık mutluluk da değil sözlerin tümü, anlık hissediş ve duruş. Belki
insanca insanlık adına utanma… Her şeye rağmen gülümseyen bir insanın aciz
yüreklerimize derin katkısı…
İşte bu! İnsanız vesselam. İnsanlığı eyleme dönüştürmeyi
imtihan eder gibi Beril duruşu.
Hayat hikâyesi yazmak isteseniz de yazamazsınız bazen.
Bilirsiniz ki bazı hayatların hikâyesi yazılmaz, felsefesi yapılır. İnsanların
tümünü yürekten ırak tutarak üstten bir bakış atarsınız bazı yüreklere… Bu üst
bakış, hayatın toplamının bakışı olarak yüreğimizde yansırken üzülmekten öte
duyguları da yaşarsınız. Bilirsiniz ki kim bilir kimler ne acı hissedişlerde
bulunmuştur, acımasızca. Ama gülümseyen bir yüreğe engel olamamışlardır… Hayata
toplamından bakıştır üst bakış böyle anlarda. Anlık ama zamansız.
En büyük dediğiniz dertlerinizin toplamından büyüktür
Berilin yaşama duruş gülümseyişi… İnsanlığa bir şeyler anlatır gibidir belki
bilmeden belki bilerek… Bunu zamanla anlarsınız görerek Bendeki Seni…
İnsana giden yolda karşılaştığımız bir anlık bakışla
kendimize gelirken görürüz bazen yaşamın orta yerinde yaşananları. İşte bu!
Deriz o anda zamansızca. Nasıl demeyelim ki? O Dakka yaşadığımız tüm büyük
dertlerin toplamı bir gülümseyişe gider.
Çünkü O hep gülümser. Gülümsemediği anları sadece
yorganı görürken biz görmeyiz, insanlar görmez. Yorganı bilir O'nu bir de
Yaradanı… İnsanın yüzüne gülümserken buluruz Berili. Biz gülümseyen Berille
yaşarız da belki de bilmeyiz, belki sadece hissederiz, belki sadece düşünürüz…
Çünkü Beril söylemez derdini gülümsemekten öte değildir yüreği bizlere.
Ailesinin bütünü bu duyguyla yaşarken belki de bizlere
inattır gülümsemesi. "Bendeki Sen" algısının bütünü tüm yürekleri sarmalıyken
üstelik… Sarmaz; biliriz. Sarmasa da sarsa keşke der geçeriz Yaradana havale
ederek.
BU YAZI BERİL ÖZELİNDE TÜM ENGELLİ YAVRULARIMIZA İTHAFTIR...