Akıp giden zamanda mutsuzluğun, acıların kendisini yok etmeye başladığı anlarda,
yüreğime bir kuş konar. Bu kuş yüreğimin içine o kadar narin konar ki, yük olmak
bir tarafa yüreğimin yükünü kendi sırtına alır. Küçücük bir kuş, yüreklice
yaşamı kendi sırtına alacak kadar büyür gözümde.
Yüreğim ağırlaşınca,
kuşun kanatları da daha hızlı çırpmaya başlar. Ferahlatmak için, kendine
getirmek için…Çırparken küçücük kanatlardan o kadar büyük bir rüzgar çıkar ki,
yüreğim kendine gelmeye başlar.
Yüreğim dayanıklıdır çoğu zaman, kuşa
gerek duymaz. Yine de kuşu kendi üzerinde tutmayı yeğler. Kaybolmaması için, her
an göz önünde tutarak…Onun da yaralı olduğunu gördüğünden…
Yaralı
yüreğim, yaralı bir kuşu sever. Yaralılar birbirini rahatlatabilir…Yan yana,
koyun koyuna…Yaralı olmanın ne olduğunu bildiğinden kuş tekrar celallenir…Daha
hızlı daha hızlı çırpar kanatlarını… Ama o kadar halsizdir ki küçük kanatları,
yüreğim bile bazen kıpırdatamaz.
Yüreğimin kuşun kanatlarını
halsizlikten kurtarmak için, zor olsa da yerinden kalkması beynimi yerinden
oynatır. Beynim yüreğimin dinlenmesi gerektiğini bildiğinden kızar. “ Rahat dur!
her yaralı kuşu iyileştirmek zorunda değilsin” Ama yüreğim dinlemez. Çünkü o kuş
da yaralıdır, yüreğim gibi. Kol kola, birbirlerini ayakta tutabilmek için and
içmişlerdir. Kim daha iyiyse ötekinin kolundan tutar. Bu böyle gider beynime
rağmen.
Yüreğim yüreğinde kuş olmayanları hiç anlayamaz. Kuşun küçük
kanatlarına gerek duymayanları “yürekli” saymaz. Kuşun yüreğime katkısını bilir,
“böyle yaşamak ‘yürekli’ bir yaşamdır” der. Kuş da bunun farkındadır. Bu nedenle
kıymetini bilmeyen “yüreklerden” uzak durur, yaklaşmaz. Kırılgan olduğundan…daha
da kırılmamak için…
Yüreğim beynime rağmen kendini bir şekilde ayakta
tutar. Bazen kuşu “kuş” un kendisi için iyileştirerek, bazen kuş, yüreğimi
”yüreğim” olduğu için iyileştirerek… Böyle bir döngü vardır içimde… Hep de var
olacak bir döngü…Zaman aktıkça…
Beynime “gel bizimle birlikte ol ” derler
her ikisi de. Beynim ikisini de sevmeye başlamıştır, çaresizce… Ayıramayacağını
bildiğinden, yaşadığından… Bir gün büyük bir sürprizle yanlarına gider ve “
Artık hiç ayrılmayalım. Beni de alın” demek ister gibi, sessizce gülümser. Mutlu
son ya da başlangıç…
Yüreğinde küçük bir kuşu daima bulunduranlara
Reyhan Gazel
19 Eylül 2012 Çarşamba
ANLAMAYANLARA NOTLAR Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...
-
Sevgili Dostlar, Dr. Cem Kınacı'yı otizimle bir şekilde ilgilenen hemen herkes tanıyor. Otizmin yaşamımızdan gitmesi için verdiği çaba i...
-
Gül Reyhan Gazel’in “Yaşam herkese gülsün” ilkesiyle ele aldığı “Yürek Felsefesi” adlı kitabı okurlarıyla buluştu ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, Yaz...
-
Her yağmur ardından gökkuşağını getirir. Altından geçmek için insanlar koştursun diye. Gökkuşağının altından geçenlerin tüm dileklerinin ...