Edward Said’in ifadesiyle entelektüel, topluma yabancı, toplumdan ayrışmış bir
kişiliği temsil eder. Ayrışmak demek, “seçkin durmak” demektir. Yani, toplumun
düşünce kalıplarından uzakta durmayı tercih etmektir.
“Entelektüel
perspektif”in varlığını yayması, toplumda yerleşik ideolojik bakış açılarının
ötesine geçmesi ile mümkündür. Ayrıca, toplumsal bağlılık unsurlarının, toplumu
bir arada tutan tüm yanlı bakış açılarının ve toplumsal gerçekliğin üzerinde
olabilme idealini temsil eder.
Gerçekten de insanın, toplumda yerleşmiş
olan inanç ve değer yargılarının etkisinden uzak bir perspektife, objektif
insani değerlendirmelere sahip olabilmesi ideal bir durumdur. Zaten “entelektüel
perspektif”in, kolay yayılmasının nedeni, ideal olana daha da yaklaşma
isteğidir.
Ancak, entelektüel seçkinliğin topluma “uzak” duruşu, hiçbir
şekilde toplumsal gerçeklerin yok sayılmasını gerektirmez. Tam tersine,
farklılıkları zenginlik olarak görür. Çünkü, entelektüelin “uzak” durduğu şey
“tek” perspektifin vazgeçilmezliği iddiasıdır.
Entelektüel perspektif
değiştikçe, farklı değer yargılarına objektif bakış da daha belirgin olmaya
başlar.
Ülkemizde 1960’tan günümüze kadar yaşanan toplumsal değişimi ve
bu değişimin getirdiklerini anlamamak mümkün değildir. Yani entelektüel
perspektif, geçmişten farklı olarak toplumlara etki eden “tek” yargıdan
uzaklaşmaya başlamıştır.
Memleketlerinden çıkarak, siyaset yoluyla
topluma etkide bulunmaya çalışan insanlar, bu değişimin en önemli nedenidir. Bu
neden aynı zamanda, azınlıktaki seçkin grubun ülkemize “modernlik” getirmek için
belli perspektifleri yerleştirmekteki zorluğunun da nedenidir.
Nedenler
birbirinin nedeni olurken, sonuç ise günümüzde yoğun olarak yaşadığımız
değişimin kabul edilip edilmemesinin getirdiği sıkıntıdır.
Hal
böyleyken, insanlarımız da farklı değerlere “uzak duruş” ile değerlerin tümüne
“yakın duruş” arasında tercih yapmakta zorlanmamaktadır. Değişimi her an
hissettiklerinden…
NOT: Ülkemizdeki 8,5 milyon engelli vatandaşımızın ve
milyonları bulan ailelerinin sıkıntılarını biraz daha “yakın duruş” ile çözmekte
yarar olduğunu düşünüyorum. Yaşanan sıkıntıların “insana” ilişkin değerlerle
ilgili olduğunu bildiğimden…
Reyhan Şengün Gazel
ANLAMAYANLARA NOTLAR Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...
-
Sevgili Dostlar, Dr. Cem Kınacı'yı otizimle bir şekilde ilgilenen hemen herkes tanıyor. Otizmin yaşamımızdan gitmesi için verdiği çaba i...
-
Her yağmur ardından gökkuşağını getirir. Altından geçmek için insanlar koştursun diye. Gökkuşağının altından geçenlerin tüm dileklerinin ...
-
Gül Reyhan Gazel’in “Yaşam herkese gülsün” ilkesiyle ele aldığı “Yürek Felsefesi” adlı kitabı okurlarıyla buluştu ,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, Yaz...