7 Mayıs 2012 Pazartesi

Değişen Entellektüel Perspektif

Edward Said’in ifadesiyle entelektüel, topluma yabancı, toplumdan ayrışmış bir kişiliği temsil eder. Ayrışmak demek, “seçkin durmak” demektir. Yani, toplumun düşünce kalıplarından uzakta durmayı tercih etmektir.

“Entelektüel perspektif”in varlığını yayması, toplumda yerleşik ideolojik bakış açılarının ötesine geçmesi ile mümkündür. Ayrıca, toplumsal bağlılık unsurlarının, toplumu bir arada tutan tüm yanlı bakış açılarının ve toplumsal gerçekliğin üzerinde olabilme idealini temsil eder.

Gerçekten de insanın, toplumda yerleşmiş olan inanç ve değer yargılarının etkisinden uzak bir perspektife, objektif insani değerlendirmelere sahip olabilmesi ideal bir durumdur. Zaten “entelektüel perspektif”in, kolay yayılmasının nedeni, ideal olana daha da yaklaşma isteğidir.

Ancak, entelektüel seçkinliğin topluma “uzak” duruşu, hiçbir şekilde toplumsal gerçeklerin yok sayılmasını gerektirmez. Tam tersine, farklılıkları zenginlik olarak görür. Çünkü, entelektüelin “uzak” durduğu şey “tek” perspektifin vazgeçilmezliği iddiasıdır.

Entelektüel perspektif değiştikçe, farklı değer yargılarına objektif bakış da daha belirgin olmaya başlar.

Ülkemizde 1960’tan günümüze kadar yaşanan toplumsal değişimi ve bu değişimin getirdiklerini anlamamak mümkün değildir. Yani entelektüel perspektif, geçmişten farklı olarak toplumlara etki eden “tek” yargıdan uzaklaşmaya başlamıştır.

Memleketlerinden çıkarak, siyaset yoluyla topluma etkide bulunmaya çalışan insanlar, bu değişimin en önemli nedenidir. Bu neden aynı zamanda, azınlıktaki seçkin grubun ülkemize “modernlik” getirmek için belli perspektifleri yerleştirmekteki zorluğunun da nedenidir.

Nedenler birbirinin nedeni olurken, sonuç ise günümüzde yoğun olarak yaşadığımız değişimin kabul edilip edilmemesinin getirdiği sıkıntıdır.

Hal böyleyken, insanlarımız da farklı değerlere “uzak duruş” ile değerlerin tümüne “yakın duruş” arasında tercih yapmakta zorlanmamaktadır. Değişimi her an hissettiklerinden…

NOT: Ülkemizdeki 8,5 milyon engelli vatandaşımızın ve milyonları bulan ailelerinin sıkıntılarını biraz daha “yakın duruş” ile çözmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Yaşanan sıkıntıların “insana” ilişkin değerlerle ilgili olduğunu bildiğimden…
Reyhan Şengün Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...