8 Mayıs 2012 Salı

Acı

Öykülerinde acı olanları düşlerim hep. Bu düş bazen, içinin gözyaşı olduğu bir öykü üzerine kurulurken bazen de gülümsetir. Acının ötesinden gelen beklenmeyen durumların güzelliği gülümsetir çoğunlukla. Arada bir de, insanı yaşamın içinde daha sıkı var eden direnç getirisi.

Yaşamı, yaşamın içinde kavrayabilmek her zaman hepimiz için kolay olmaz. Bu yüzden her daraldığımızda kendimizi gökyüzünün derinliğine bırakmak, o derinlikte yok olmadan gökyüzünde yaşıyormuş hissini yüreğimize yaşatmak gerekir.

Kendisini gökyüzünde, derinlikler içinde bulan yürek hafifletir yaşama ilişkin yargıları.

Gökyüzünden bakılan pencerede geniş düzlüklerin yanında engebeli boşluklar da daha iyi görünür.

Gökyüzünden yaşama derin bakışta her şey o kadar küçülür ki… Yürek o kadar hafifler ki… O zaman yeryüzü, gerçek duruşuna geçerek yaşama ilişkin sıkı, sağlam duruşu yürekte bulur öncelikle.

Öyküsünde acı olanların kendisini hep yeryüzüne sıkıştırmasını anlayamam bu nedenle. Oysaki gökyüzü tüm acıların yok olduğu, boşlukların doldurulduğu, güzelliklerin daha net göründüğü bulutları yüreğe yerleştirir.

Öykülerinde acı bulduklarım hep serinletir aslında.

Yaşamın kızgın çöllerinde gezinmeyi alışkanlık edindiğimizden mi ne?

Bir insanın acısını hafifletmek için gökyüzünün serinleten etkisinden yararlanmak ne güzeldir.

Yazılarımda acı arayanlara, “gökyüzü"nü daha ilk satırlarda hatırlatmak da serinletici etkinin varlığının baştan kabulü olmaz mı?


Bu yüzden acı olan her şey bana çok yakın. Aynı yaşamın yakınımda olması gibi. Çünkü yaşamın içindeyim. Acı olmayan bir yaşamı hiç görmediğimden herkesin acısı benim acım gibi. Kurtulma isteği de benim düşünsel mesaim… Nedenini söylesem ne dersiniz bilmem ama.

Sanki yaşama amacım. Acılar ve kurtuluş öyküleri… Acıdan kaçış öyküleri, acıyla yaşamaya alışma öyküleri… Kısaca dram içinde ayakta kalma mücadelesi.

Bu duruşum beni yorsa da tüm yorgunlara ithaf etme isteğim beni dinlendiriyor

Reyhan Şengün Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...