23 Aralık 2012 Pazar

En Güzelinden Bir Yazı


 

 

Bazen ansızın bir sızı dolar içime. O sızı ki sanki akmadan giden zamanın derininden sızan bir küçük damlacık. Her bir kelimeye yüklenmiş koca anlamlar gibi bir sözün de küçük yürekteki büyük bilgisi…

 

En güzelinden deyince sanki derdim en güzelinden olmuş gibidir böyle anlarda, anlamda. Öyle ki veren Allaha şükürle karışık bir sızı. Sızının getirdiği hüzün de yanında hediye.

 

Hüzünlü kalplerde en güzelinden yazı da bazen içi karartırken bazen aydınlatır. Yaşam dedikleri bu olsa gerek.

 

Biliriz ki, kendi derdinden öte dertleri bilmeyenler hüzünlü değil gergindir. Hüzün illa ki derdin oturmuşluğu ile birlikte dertlerin bütününü dünyası bilenlerin işidir.

 

Her dert, adeta her acının sonucunda alınan bir sızıdır.

 

O sızı ki hüzne çıkan koca bir yolun ilk durağıdır.

 

Her dert durağında alırsın bir sızı daha, ilerlerken artık hüzün seninledir.

 

Ne kadar mutlu olursan ol yine de hüzün oturdu mu gitmez yürekten. Misafirliği nefesle beraberdir hüznün…

 

Çünkü hüzün bir duruştur. Karşıda yalan dünya, yürekte hüzün… Nefes durana dek devam eden…

 

Sadece kendi derdiyle yananlar hüznü bilmez. Aslolan kendin olunca hüzünsüzdür duruş. Ağırlık değil, gerginliktir duruşun özeti. Hep bir başkasını gözleyerek geçen ömrün zor durağıdır her daim.

 

Kendi ışığını bilmeden başkasının ışıkları arasında kaybolan yüreklerdir hüzünsüz yürekler.  

 

Kaybolmuşluğun ötesindedir artık huzursuz duruş. Hüzünle barışık olmayan duruş.

 

Bul bulabilirsen kaybolmuş yüreğini, kendinden ötesini bilmeyenler!

 

 
Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...