16 Temmuz 2010 Cuma

CANIM OĞLUMA 2

Sana en son mektup yazdığımda tarih 3 Aralık’ı gösteriyordu. O gün senin özel günündü oğlum ve ben sana bu özel gününün kutlu olmadığını anlatmıştım. Ne de haklıymışım oğlum. Her geçen zaman haklılığımı daha da pekiştirirken, acılarımızın her geçen gün artacağını biliyordum aslında. Çünkü büyüyorsun, büyüdükçe sen de benim gibi anlıyorsun oğlum.

Sürekli kovulmaktan yorgun düşmüş yüreğimiz bir kere daha kovulmaktan, istenmemekten şaşkın bir o kadar da bitkin düştü. Kimseler duymuyor sesimizi, duymayacak da. Ama üzülme oğlum Allah her şeyi görüyor. Allah yeter bize.

İstenmemekten yorulmuş yüreğimiz bir de senin adınla sefa sürenler tarafından yapılınca daha da acıtıyor canımızı, içimizi, yüreğimizi…

Oğlum seni doğurduğumdan beri elimden geleni yaptığımı, senin bana güzel bir emanet olduğunu herkese haykırdım. Ama duyan olmayınca haykırışların da anlamı olmuyor. Bunun için çok üzgünüm. Aynı zamanda da rahat. Çünkü yine bizi tek anlayan Allah, her şeyi gördü oğlum. Sen de rahat ol lütfen.

Senin gibi özel insanların haklarını savunduğumuz bir yerden kovulmak içimizi daha da acıtsa da, bu kovulmuşluğun altında yatan duyguyu, haklarının kutsallığı karşısında yaşanan gerginliği, belki anlamayacaksın ama siyasi manevraları biz herkesten daha iyi biliyoruz oğlum. Tepkisizliğimiz anlamadığımızdan değil, kimseye kötülük yapmadan yaşamak, sevgi dolu dünyamıza kötülüğü sokmamaktan geçiyor oğlum. Bunu başaracağız oğlum. Emin ol ki başaracağız. Bizi üzenleri üzmeden, kötülük yapanları sadece Allaha havale ederek yaşamaya devam edeceğiz. Çünkü Allah her şeyi görüyor. Buna hep inanalım oğlum.

Her anne duygusaldır oğlum. Kimse yavrusuna kötülük yapanlar karşısında kayıtsız kalamaz. Bunu insan olan herkes iyi biliyor oğlum. Ama iş başkasının yavrusuna gelince unutulduğunu bilmek güzel. En azından bilerek yaşamak güzel. Ya bunu bilmeden yaşamak zorunda kalsaydık? İyi ki yüreğimiz, insan olarak benliğimiz yerinde… İyi ki Allah bizi insan sevgisiyle donatmış. Biz herkesin yavrusuna sahip çıkmaya devam edelim oğlum. Kendimizi de Allaha emanet ederek…

Ama Melek Ablamızı unutmayalım. O’na haksızlık etmeyelim. Ama duyuyorum dediğini “O insan değil, melek” Ama herkes O’nun gibi olamaz ki… Dediğin gibi O bir melek. Allahın tüm emanetlerine gönderdiği bir MELEK. Keşke herkes melek olsa dediğini biliyorum. Ama olmaz oğlum. Herkes melek olamaz.

Bugün yine kırgınız yaşama, biliyorsun. Ağladık bolca, görüyorsun, hüzünlüyüz yine anlıyorsun. Tüm sevenlerimizle üzüldük. Bir kez daha kovulmanın hüznünü yaşadık hep birlikte. Üstelik hiç de hak etmediğimiz bir şekilde… Arkadaşsız, dostsuz geçen günlerinde biraz olsun mutlu olabilmen için gittiğimiz bir iş yerinde. Belki de tek mutlu olduğun ortamda. Hep mutlu olman gereken bir ortamda... Niye mi?

Profesyonellikmiş nedeni… Tek kelime. Bizim yaşamımızın dönüm noktasında tek kelime ile kovuldun oğlum. Profesyonellik… Sen üzüldükten sonra ne anlamı var bilmiyorum oğlum. Anlam bulacağımı da sanmıyorum. Sen zaten anlamadan dışarı atıldın. Sana yapılan iki güler yüzden, insanca tutumdan mahrum bırakıldın. O an sadece Allah ve ben yanındaydık. Bir de Tülin teyzen. O da üzüldü. Çünkü O’nun oğlu da senin gibi özel. Kendisini gördü bizim yüreğimizde. Senin kovulmanla O da iki güler yüzden mahrum kalacağını iyi bildiğinden yıkıldı bizimle birlikte.

Oysaki senin mutluluğun için söylenen profesyonellik bizim yaşamımızın yıllardır ayrılmaz parçasıydı. Hep o kelime etrafında yaşadık, çalıştık. Ama yıllarca döktüğüm terler senin kovulmanı engelleyemedi oğlum. Yazıklar olsun demekten başka ne diyebilirim ki. Bir de yine Allah her şeyi görüyor diyebilirim. Ne mutlu ki bize yine rahatız.


Şimdi bana yine kızacaklar oğlum. Kızsınlar. Sen mutlu olmadıktan sonra kızanların hükmü olur mu? Beni daha ne kadar üzebilirler ki? Bu üzüntünün ötesi var mı? Oğlunun kovulduğu bir yerde bir insan ne kadar durabilir ki… Dursa ne yapabilir ki, ne yapmak ister ki… Ben durmayınca profesyonelliğin anlamı nereye kadar gider oğlum? Kim senin ve senin gibi özel insanlar için bu kadar yüreğini ortaya koyabilir ki… Yüreğini aklıyla ve profesyonelliğiyle birleştirebilir ki… Üstelik hiçbir karşılık beklemeden kim gece gündüz senin için çalışabilir ki… Sadece bir “anne” tüm bunlar için yetmez mi oğlum?

Yeter aslında ama anlayana oğlum… Anlayana.

Allaha emanet ol yavrum. Çünkü tek dostun Allah. Bunu bundan sonra hiç unutma.


Reyhan Gazel


OĞLUM SENDEN TÜM SENİ ÜZENLER ADINA ÖZÜR DİLİYORUM

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...