21 Nisan 2013 Pazar

Yüreklerin Solduğu Akşam

Yüreğin solduğu akşam neler yaşanır düşündünüz mü? Dil susar, gözler bakar ama görmez, zaman duramaz, kalp çarpırtı içinde, isyanda… Eller sımsıkı kenetli, kalabalık içinde yalnızlık….

Dillerin susması uzun sürmez, birden zamanın aktığı ve geri getirmediği anların hatıralara gelmesi ile dilin isyanı da başlar. Kalp çarpırtısı iyice hızlanır, eller daha bir sıkılır, kalabalık içinde yalnızlık daha da artar, gözler görmeye başlar ne gördüğünü bilemeden, zaman hala durmuyor…



Bağırtılar birbirini kovalar dil açıldıkça, gözler telaşa kapılır daha uzağı görmek için, kalp çarpıntıdan öte yerinden çıkacak kadar darda çırpınır, eller yumruk durumunda morarmış, yalnızlık yerine birlik, beraberlik, zaman hala durmuyor…

Yüreklerin isyanı dilleri sararak ilerlerken ötelere, kalp yorulur iyice, eller renk değiştirip kasıldıkça, gözlerden yaşlar da dökülür bir taraftan, zamanın hala durmadığını bildiğinden…

Yürek acısı bu, yorgunluğu bu, solan yüreğin ardından yakarış bu, zaman dinler mi kimseyi? Yalnızlık yerini kalabalıklara bırakırken kalp bitiktir artık, yürek yanık, solmuş yüreğin ardından.

Solan yürek, solmadan hemen önce canlıdır, diridir, kalp rahattır, eller olması gereken renkte… Solunca yürek yerine gelmeyen tüm istekler kalmıştır ardında, yanı başında, yüreğinin kapalı bölümünde, eller arasında….Gözler… Ya gözler… Görüyor her bir yanı hep göreceği savıyla. Solunca yürek biter tüm yaşanmışlar, yaşanacaklar, yaşanılması beklenenler, hemen ardından. Zaman hala durmuyor, durmayacak.

Beklenen her neyse geridedir, zamanın geride bıraktığı yerde. Ardından diğer yürekleri solduracağını bilemeden…Gözlerin göremeyeceğini göremeden, ellerin eskisi gibi olamayacağını düşünemeden…Beklenenleri ardında bıraktığını anlayamadan…Zaman hala durmuyor, durmayacak, durmadı da.

Zaman durmasa da gerideki yürekler, yürek olmaz bir süre. Durur, solar, titrer, eskisi gibi yürekler arası geçişler geridedir… Eller sıkıdır, titrer, can acıtır sıkılığı, diller ya hep konuşur ya hiç konuşmaz, ortası olmaz. Kalp bir çarpar, bir çarpmaz, seyrinde kalmaz, yorgundur insanı oluşturan her bir milim.

Zaman hala durmuyor, durmayacak, durmadı, duramaz… Ama alışılacak, çaresizce yeni zamana tüm solan yüreklerin ardındakiler. Zamana dur diyemeden…

Tüm göçüp gidenlerin ardındakilere…

Reyhan Gazel

     ANLAMAYANLARA NOTLAR   Biliyorum. Kimsenin kimseyi duymayı beceremediğini biliyorum. Niye, bilmiyorum. Bilmek bile istemediğimden...